| 
				RE: İhraç kayıtlı alınan ancak süresinde ihraç edilememesi nedeniyle izleyen yıl rücu yol 
				 
					İHRAÇ KAYDIYLA TESLİM ALDIĞI MALI SÜRESİNDE İHRAÇ EDEMEYEN 
İHRACATÇI İMALATÇIYA ÖDEDİĞİ KDV’Yİ İNDİRİM VE İADE KONUSU 
YAPABİLİR Mİ? 
Hülya YAVUZCAN ÇOLAK 
MAZARS/DENGE (Denge İstanbul YMM A.Ş.) 
Vergi Bölümü, Müdür Yardımcısı 
E-Yaklaşım, Eylül 2014 sayısında yayınlanmıştır. 
1. GİRİŞ 
Bilindiği üzere, KDV Kanunu 11/1-c bendinde düzenlenen ihraç kayıtlı teslim müessesesi 
gereği, imalatçılar tarafından ihracatçılara teslim edilen mallar ihracatçılar tarafından malı 
teslim aldıkları ayı takip eden üç ay içinde ihraç edilirse, imalatçı tarafından teslim sırasında 
fatura üzerinde gösterilen ancak ihracatçıdan tahsil edilmeyen KDV; imalatçının ilgili aydaki 
KDV beyannamesinde çıkan sonuca göre tecil edilmiş ise terkin olacak, ya da iade edilebilir 
durumdaki verginin iadesi imalatçı tarafından talep edilebilecektir. 
Ancak, ihracat yasal süre içinde yapılamazsa zamanında tecil edilen vergi imalatçıdan 
gecikme zammı ile birlikte tahsil edilecektir. Uygulamada imalatçılar bu gibi durumlar 
oluşması halinde kendilerini korumak amacıyla ihracatçı ile yaptıkları sözleşmede, vergi ve 
cezaları ihracatçıya rücu edeceklerini sözleşmeye dahil ettirmektedirler. İşte bu durumlarda 
ihracatçı tarafından imalatçıya cezası ile birlikte ödenen KDV ihracatçı tarafından ödendiği ay 
içinde indirim KDV olarak dikkate alınabilir mi? 
2. YASAL MEVZUAT 
3065 sayılı Katma Değer Vergisi (KDV) Kanununun; 
11/1-c maddesinde, ihraç edilmek şartıyla imalatçılar tarafından kendilerine teslim edilen 
mallara ait KDV nin ihracatçılar tarafından ödenmeyeceği, mükelleflerce tahsil edilemeyen 
ancak ilgili dönem beyannamesinde beyan edilecek olan bu verginin vergi dairesince tarh ve 
tahakkuk ettirilerek tecil olunacağı, 
Söz konusu malların ihracatçıya teslim tarihini takip eden ay başından itibaren 3 ay içerisinde 
ihraç edilmesi halinde tecil edilen verginin terkin edileceği, 
İhracatın yukarıdaki şartlara uygun olarak gerçekleşmemesi halinde, tecil olunan verginin, 
tahakkuk ettirildiği tarihten itibaren 6183 sayılı Kanunun 51’inci maddesine göre belirlenen 
gecikme zammı ile birlikte tahsil olunacağı, ancak ihraç edilmek şartıyla teslim edilen 
malların Vergi Usul Kanununda belirtilen mücbir sebepler nedeniyle ihraç edilememesi 
halinde, tecil edilen verginin tecil edildiği tarihten itibaren 6183 sayılı Kanunun 48 inci 
maddesine göre ilgili dönemler için geçerli tecil faizi ile birlikte tahsil edileceği, 
29/1 inci maddesinde, mükelleflerin yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan 
KDV den, bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça, faaliyetlerine ilişkin olarak kendilerine 
yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda 
gösterilen KDV yi indirim konusu yapabilecekleri, 
29/3 üncü maddesinde, indirim hakkının vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu takvim yılı 
aşılmamak şartıyla ilgili vesikaların kanuni defterlere kaydedildiği vergilendirme döneminde 
kullanılabileceği, 
32 nci maddesinde ise, Kanunun 11, 13, 14, 15 ve 17/4-s maddeleri kapsamına giren işlemler 
nedeniyle yüklenilen ve indirim yoluyla giderilemeyen KDV nin iade edileceği, 
hüküm altına alınmıştır. 
3. UYGULAMA 
Uygulamada, ihraç kaydıyla mal teslim edenler ile ihracatçılar, yaptıkları sözleşmelerde ihraç 
kaydıyla teslim edilen malların 3 aylık (ek süre alınmışsa bu süre içinde) süre içerisinde ihraç 
edilmemesi ve tecil edilen KDV’nin gecikme zammı veya tecil faizi ile birlikte vergi dairesi 
ödenmesi halinde, ödenen KDV ve buna ilişkin yaptırımın (tecil faizi/gecikme zammı) 
ihracatçılara rücu edilebileceğine ilişkin hükümlere yer vermektedirler. 
İhraç kaydıyla teslim edilen malların 3 aylık (ek süre alınmışsa bu süreler dahil) süre 
içerisinde ihraç edilmemesi halinde, hesaplandığı halde tahsil edilmeyen KDV gecikme 
zammı veya tecil faizi uygulanarak ihraç kaydıyla mal teslim edenlerden istenmekte ve tahsil 
edilmektedir. Dolayısıyla, bu mükellefler tarafından bu şekilde yüklenilen KDV ve ödenen 
gecikme zammı veya tecil faizi sözleşmeye istinaden ihracatçılara rücu edilebilmektedir. 
Ayrıca ihracatın yapılmaması halinde, olay yurt içi satış gibi değerlendirileceğinden, 
rücu olayında sadece tecil edilen KDV’nin değil, ihracatçıdan alınmayan KDV’nin 
dikkate alınması gerekir. Rücu nedeniyle düzenlenen faturada, teslime ilişkin ilk faturaya 
atıfta bulunulması, faturada sadece ödenen KDV ve gecikme zammına yer verilmesi gerekir. 
Ödenen gecikme zammı aynen yansıtıldığından ve olayda herhangi bir finans hizmeti 
verilmesi söz konusu olmadığından, bu tecil faizi veya gecikme zammı tutarları üzerinden 
KDV hesaplanmaması gerekir. 1 
Gelir İdaresi Başkanlığı İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı tarafından verilen 27.07.2012 
tarihli ve B.07.1.GİB.4.34.17.01-KDV.11-2337 sayılı özelgede de benzer şekilde aşağıdaki 
görüşe yer verilmiştir. 
“İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, Ekim/2009 döneminde ihraç kayıtlı aldığınız ve 
süresinde ihraç edememeniz nedeniyle Mart/2010 döneminde imalatçıya ödediğiniz 
verginin indirim konusu yapılıp yapılamayacağı hususunda Başkanlığımız görüşü talep 
edilmektedir. 
… 
… 
İhraç kayıtlı alınan mallara ilişkin yüklenilen KDV, ihracatçı açısından ihracatın 
yapılması gereken 3 aylık sürenin sonu itibariyle indirilebilir hale geldiğinden, 
ihracatçının süresinde ihraç edemediği mallara yönelik yüklendiği KDV'yi en 
erken 3 aylık sürenin bitiş gününü takip eden günün dahil olduğu dönem içinde 
ve nihai olarak o dönemi kapsayan takvim yılı içerisinde indirim konusu yapması 
mümkün bulunmaktadır. Diğer bir deyişle ihraç kayıtlı teslimlerde ihracatın 
gerçekleşmemesi halinde, ihracatçı için indirilecek KDV bakımından vergiyi 
doğuran olay ihracat için zorunlu olan sürenin bitimini takip eden gün itibariyle 
meydana gelmektedir. 
1 Şükrü Kızılot, “Katma Değer Vergisi Kanunu ve Uygulaması”, Yaklaşım Yayıncılık, 2010, sayfa: 706 
Buna göre; Şirketiniz tarafından Ekim/2009 döneminde ihraç kaydıyla teslim alınan 
ancak, 3 aylık süre içerisinde ihraç edilemeyen mallara ilişkin KDV, üç aylık sürenin 
bitimini takip eden günün dahil olduğu vergilendirme döneminde, ilgili dönemin kapsayan 
takvim yılı aşılmamak suretiyle indirim konusu yapılabilecektir. Söz konusu dönemde 
indirim hesaplarına alınan ve indirim yoluyla telafi edilemeyen KDV tutarının, malın daha 
sonra ihraç edilmesi durumunda iadeye konu edilebileceği tabiidir.” 
26.4.2014 günü yayınlanan ve 1.5.2014’den itibaren yürürlüğe giren yeni KDV Genel 
Uygulama Tebliğinin “II/A-8.7-İhracatın Gerçekleşmemesi Hali” başlıklı bölümünde ise 
konu hakkında aşağıdaki açıklamalara yer verilmiştir: 
“İhracatçıların ihraç kaydıyla aldıkları malları hiç ihraç edememeleri ya da süresinden 
sonra ihraç etmeleri durumunda, ihraç kaydıyla yapılan teslim mahiyet itibarıyla yurtiçi 
mal teslimine dönüşür. 
Bu durumda, ihraç kaydıyla teslim bedeli üzerinden hesaplanan ve tecil olunan vergi 
tahakkuk ettirildiği tarihten itibaren 6183 sayılı Kanunun 51 inci maddesine göre belirlenen 
gecikme zammıyla birlikte imalatçıdan tahsil olunur. 
Ancak, ihraç kaydıyla teslim edilen malların 213 sayılı Kanunda belirtilen mücbir sebepler 
nedeniyle ihraç edilememesi halinde tecil edilen vergi, tecil edildiği tarihten itibaren 6183 
sayılı Kanunun 48 inci maddesine göre ilgili dönemler için geçerli tecil faizi ile birlikte tahsil 
olunur. 
İhraç kaydıyla teslim edilen malın ihracatının gerçekleşmemesi üzerine imalatçının ödediği 
vergi için ihracatçıya rücu etmesi halinde, ihraç kaydıyla teslim edilen mallara ilişkin 
hesaplanan KDV, ihracatçı açısından ihracatın gerçekleşmesi gereken sürenin (ek süre 
verilmişse bu süre) sonu itibarıyla indirilebilir hale gelmektedir. Bu kapsamda, ihracatçının 
süresinde ihraç edemediği mallara yönelik olarak imalatçıya ödediği KDV’yi en erken ihraç 
süresinin (ek süre verilmişse bu süre) sona erdiği tarihi takip eden günün dahil olduğu 
dönem içinde ve nihai olarak o dönemi kapsayan takvim yılı içerisinde indirim konusu 
yapması mümkündür. 
Malların ihraç edilmesi durumunda ise indirim hesaplarına alınan bu tutarlar, ihracattan 
kaynaklanan KDV iade taleplerinde iade hesabına dâhil edilebilir. 
Örnek: İmalatçı (A) firması tarafından Eylül 2012 döneminde ihraç kaydıyla ihracatçı (B) 
firmasına teslim edilen malların ihracatı, (B) firmasının yurtdışı bağlantılarında yaşadığı sorun 
nedeniyle 31/12/2012 tarihine kadar gerçekleşmemiştir. 
Yaşanan bu gelişme üzerine imalatçı (A) firması 15/1/2013 tarihinde vergi dairesine Eylül 
2012 döneminde hesaplayarak tecil ettiği KDV’yi gecikme zammıyla ödemiştir. İmalatçı (A) 
vergi dairesine ödediği vergi için ihracatçı (B) firmasına rücu etmiş, (B) firması da KDV 
ödemeden satın aldığı ancak süresinde ihraç edemediği malların KDV’sini Ocak 2013 
döneminde imalatçıya ödemiştir. 
Bu durumda (B) firması, imalatçıya ödediği KDV'yi Ocak 2013 dönemi veya 2013 takvim yılı 
sonuna kadar indirim konusu yapabilir. 
(B) firmasının daha sonra yurtdışı bağlantılarını yeniden kurup KDV’sini ödediği bu malları 
ihraç etmesi durumunda da ödenen KDV’nin indirim yoluyla telafi edilememesi halinde iadesi 
mümkündür. 
İhraç kaydıyla teslimde bulunan imalatçının, imalatçı vasfını taşımadığının anlaşılması 
durumunda, ihraç kaydıyla teslim edilen mallara ilişkin olarak hesaplanan vergi ihracatçı 
tarafından ihraç kaydıyla teslimin yapıldığı takvim yılı aşılmamak kaydıyla, ilgili vesikaların 
kanuni defterlere kaydedildiği vergilendirme döneminde indirilebilir. 
Örnek: (B) firması tarafından Eylül 2012 döneminde ihraç kaydıyla ihracatçı (Z) firmasına 
teslim edilen malların ihracatı, (Z) firmasının yurtdışı bağlantılarında yaşadığı sorun nedeniyle 
31/12/2012 tarihine kadar gerçekleşmemiştir. 
Yaşanan bu gelişme üzerine (B) firması 15/1/2013 tarihinde vergi dairesine Eylül 2012 
döneminde hesaplayarak tecil ettiği KDV’yi gecikme zammıyla ödemiştir. Ödeme sırasında 
vergi dairesinin yaptığı sorgulamada (B) firmasının imalatçı vasfını taşımadığı ortaya 
çıkmıştır. 
Sonrasında (B) firması vergi dairesine ödediği vergi için ihracatçı (Z) firmasına rücu etmiş, (Z) 
firması da KDV ödemeden satın aldığı ancak süresinde ihraç edemediği malların KDV’sini 
Ocak 2013 döneminde imalatçıya ödemiştir. 
Bu durumda, yurtiçi teslim niteliğindeki işlemle ilgili (Z) firması, (B) firmasına ödediği KDV'yi 
malları satın aldığı Eylül 2012 döneminde indirim konusu yapması gerekirken takvim yılı 
aşılmış olduğundan Ocak 2013 döneminde indirim konusu yapamaz.” 
4. İHRACATÇIYA RÜCU OLAYININ MUHASEBELEŞTİRİLMESİ 
İhraç kaydıyla teslimde bulunanlar tarafından vergi dairesine ödenen KDV ve gecikme zammı 
ya da tecil faizinin ihracatçıya rücu edilme işleminin muhasebeleştirilmesi, aşağıda verilen 
örnek yardımıyla açıklanacaktır. 
İmalatçı (A) A.Ş. 2012 yılı Mayıs ayında ihracatçı (B)’ye ihraç kaydıyla vadeli 10.000 TL + 
KDV tutarında mal teslim etmiştir. İmalatçının Mayıs ayı diğer verileri ise şu şekildedir. 
Yurtiçi satışlara ait hesaplanan KDV 1.000 TL, indirilecek KDV 1.200 TL’dir. İmalatçı 
(A)’nın Mayıs ayı KDV beyannamesine göre 1.500 TL’lik ödenecek KDV’si çıkmış, bu tutar 
da tecil edilmiştir. Ancak ihracatçı (B) söz konusu malları 3 ay içinde ihraç edememiştir. 
Vergi dairesi 7 Eylül 2012 tarihinde tecil edilen 1.500 TL KDV’ye (Mayıs ayı KDV 
beyannamesinin 24 Haziran’da verildiği ve tecilin bu tarihte yapıldığını varsayalım.) gecikme 
zammının % 50 fazlasını uygulayarak 405 TL gecikme zammı hesaplayarak talep etmiştir. 
İmalatçı (A) 12 Eylül 2012’de bu tutarları ödemiş ve ihracatçıya aynı ay içinde fatura 
düzenleyerek rücu etmiştir. 
2 
1- İhraç kaydıyla satışın yapıldığı tarihte yapılacak kayıt 
2 Abdullah Tolu, “İhraç Kayıtlı Teslimlerde KDV ve Gecikme Zammı/Tecil Faizinin İhracatçıya Yansıtılması ve 
Muhasebeleştirilmesi”, Yaklaşım Dergisi, Ekim 2010
				 
				
				
				
				
				 
			 |