İŞÇİNİN TUTUKLANMASI NEDENİYLE İŞ AKDİNİN FESHİ

Konuyu Oyla:
  • Toplam: 0 Oy - Ortalama: 0
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5


Bu konuyu Sosyal Medyada Paylaşabilirsiniz: Facebook Twitter
İŞÇİNİN TUTUKLANMASI NEDENİYLE İŞ AKDİNİN FESHİ
07.05.2015, 13:40,
#1
İŞÇİNİN TUTUKLANMASI NEDENİYLE İŞ AKDİNİN FESHİ
Ahmet ÖNEYİŞ İLİŞKİSİNİN TUTUKLULUK NEDENİYLE SONA ERMESİ
Ahmet ÖNEY Çalışma Ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Emekli Baş Müfettişi

4857 sayılı İş Kanununda iş akdinin işveren tarafından haklı nedenle derhal fesih hakkı 25. maddede düzenlenmektedir.1475 sayılı eski İş Kanunu’nun 17. maddesinde belirtilen hususlar büyük ölçüde korunarak ve yargı kararları da dikkate alınarak uygulama açıklığa kavuşturulmaktadır. Maddede dört alt bent halinde; I- Sağlık sebepleri, II- Ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller ve benzerleri, III- Zorlayıcı sebepler, IV- İşçinin gözaltına alınması veya tutuklanması hallerinde iş akdinin işveren tarafından bildirim önellerine uyması gerekmeden nasıl ve hangi koşullarda derhal feshedilebileceği belirtilmektedir.
Yazımıza konu olan IV numaralı bent hükmü şöyledir: “İşçinin gözaltına alınması veya tutuklanması halinde devamsızlığın 17 nci maddedeki bildirim süresini aşması.”. Son bentte ise işçinin “feshin yukarıdaki bentlerde öngörülen sebeplere uygun olmadığı iddiası ile 18, 20 ve 21 inci madde hükümleri çerçevesinde yargı yoluna başvurabi”leceği hükme bağlanmıştır.
25. madde IV. bende göre tutukluluk hali nedeniyle iş akdinin feshedilebilmesi için geçmesi gerekli süreler Kanunun 17. maddesinde belirlenen sürelere bağlanmış olup, bu süreler de iş sözleşmeleri;
a) İşi altı aydan az sürmüş olan işçi için, iki hafta, 
b) İşi altı aydan birbuçuk yıla kadar sürmüş olan işçi için, dört hafta,
c) İşi birbuçuk yıldan üç yıla kadar sürmüş olan işçi için, altı hafta , 
d) İşi üç yıldan fazla sürmüş işçi için, sekiz hafta
olarak belirlenmektedir. Yukarıda belirtilen süreleri aşan tutukluluk hallerinde iş akdi işveren tarafından bildirimsiz olarak derhal feshedilebilecektir. 
Yargıtay tarafından verilen kararlarda bu süreler dolmadan yapılan işten çıkartmalar için de iş akdinin feshi için cevaz verir mahiyettedir. 9. Hukuk Dairesi Esas No : 2004/24040 Karar No : 2005/1010 sayılı kararda: “İş ilişkisinin sürdürülmesinin işveren acısından önemli ve makul ölçüler içinde beklenemeyeceği durumlarda feshin geçerli sebeplere dayandığı kabul edilmelidir. Somut olayda, her ne kadar tutuklanmaya esas sucun niteliği dosya kapsamından tam olarak anlaşılmamakta ise de, davacı işçiler 45 günden fazla ve fakat 4857 sayılı İş Kanununun 25/IV maddesinde belirtilen süreden az tutuklu kalmışlardır. Yasanın anılan maddesi çerçevesinde yapılan fesih sonucunda işçi, kıdem tazminatına hak kazanmakta, ancak ihbar tazminatı talep edememektedir. Bu nedenle anılan maddede öngörülen süre, daha çok işçinin ihbar tazminatına hak kazanıp kazanmaması hususu ile ilgilidir. Gerçekten maddede belirtilen süre dolmadan tutukluluk nedeniyle sözleşmenin feshi halinde işçi, ihbar tazminatı talep edebilecektir. Toplu iş sözleşmesinin anılan hükmü de bu anlamda geçersizdir. Ancak, süre koşulu yerine gelmeden yapılan feshin aynı zamanda geçerli sebebe de dayanmadığı şeklinde peşin bir yargı doğru değildir. Gerçekten haklı sebep teşkil etmeyen davranışlar, fesih için geçerli sebep olabilir. Davacıların tutukluluk süreleri yasal bildirim süresi kadar değilse de, süre bakımından fazla olup, bu durumda işin normal yürüyüşünün olumsuz etkileneceği kaçınılmazdır. Olayın bu özelliği dikkate alınarak, fesih için geçerli sebep bulunduğunun kabulü gerekir. Açıklanan hukuki ve maddi olgulara göre davacı işçilerin feshin geçersizliği ve işe iade istemiyle açtıkları bu davanın reddi gerekirken kabulü hatalı olduğundan, 4857 sayılı İs Kanununun 20/3. maddesi uyarınca yerel mahkeme kararının bozularak ortadan kaldırılması aşağıdaki şekilde hüküm kurulması gerekmiştir.” denilerek işin normal yürüyüşünün olumsuz etkileneceği durumlar olarak nitelendirilen durumlarda da 17. madde ile belirlenen süreler aşılmadan da tutukluluk nedeniyle iş akdinin feshedilebileceği hükme bağlanmıştır.
1475 sayılı İş Kanununun geçerli olduğu dönemde Yargıtay başlangıçta tutukluluk nedeniyle iş akdinin feshinde kıdem tazminatı ödenmesinin gerekli olmadığı yönünde kararlar vermiştir. 9. Hukuk Dairesi 2.5.1983 tarihli Esas 2380 sayılı dosya ile ilgili olarak verdiği 4385 sayılı Kararla; tutukluluk nedeniyle iş akdinin feshinde kıdem tazminatı ödenmesi gerektiğine karar vermiştir ve yeni Kanunula da uygulama bu yönde devam etmektedir. Her ne kadar İşçi icabet etmemekte ise de bu tutukluluk gibi bir zorunluluktan kaynaklanmaktadır ve iş akdi de Kanunla belirlenen sürelerin aşılmasından sonra hizmetinden yararlanılamadığı için işveren tarafından feshedilmektedir. Bu zorunluluk hali nedeniyle iş akdinin feshinde işçiye kıdem tazminatı ödenmesi gerektiği açık bir husustur.
Devlet memurları için ise tutukluluk hali 657 sayılı Devlet Memurları Kanununda iş akdinin feshi için geçerli bir durum olarak kabul edilmemekte, ancak görevden uzaklaştırma tedbirinin uygulanmasını gerektiren ve yapılacak işlemi de yargılamanın sonucuna bırakan bir uygulama olarak öngörülmektedir. Uygulama farklılığının devlet memurluğu güvencesi ile ilişkili olduğu ve memurların haksız isnat ve iftiralara karşı korunmasını amaçladığı düşünülebilir. Uygulayıcılar açısından 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun konu ile ilgili hükümleri de aşağıda yer almaktadır: 
“Görevden uzaklaştırılan veya görevinden uzak kalan memurların hak ve yükümlülüğü:
Madde 141 – (Değişik: 30/5/1974 - KHK/12; Aynen kabul; 15/5/1975 - 1897/1 md.)
Görevden uzaklaştırılan ve görevi ile ilgili olsun veya olmasın herhangi bir suçtan tutuklanan veya gözaltına alınan memurlara bu süre içinde aylıklarının üçte ikisi ödenir. Bu gibiler bu Kanunun öngördüğü sosyal hak ve yardımlardan faydalanmaya devam ederler.
143 üncü maddede sayılan durumların gerçekleşmesi halinde, bunların aylıklarının kesilmiş olan üçte biri kendilerine ödenir ve görevden uzakta geçirdikleri süre, derecelerindeki kademe ilerlemesinde ve bu sürenin derece yükselmesi için gerekli en az bekleme süresini aşan kısmı,üst dereceye yükselmeleri halinde, bu derecede kademe ilerlemesi yapılmak suretiyle değerlendirilir. 

Tedbirin kaldırılması: 
Madde 142 – Soruşturma sonunda disiplin yüzünden memurluktan çıkarma veya cezai bir işlem uygulanmasına lüzum kalmıyan Devlet memurları için alınmış olan görevden uzaklaştırma tedbiri, 138 inci maddedeki yetkililerce (Müfettişler tarafından görevden uzaklaştırılanlar hakkında atamaya yetkili amirlerce) derhal kaldırılır.
Görevden uzaklaştırma tedbirini kaldırmıyan görevli hakkında 139 uncu madde hükmü uygulanır.

Memurun göreve tekrar başlatılması zorunlu olan haller:
Madde 143 – Soruşturma veya yargılama sonunda yetkili mercilerce:
a) Haklarında memurluktan çıkarmadan başka bir disiplin cezası verilenler;
b) Yargılamanın men'ine veya beraatine karar verilenler;
c) Hükümden evvel haklarındaki kovuşturma genel af ile kaldırılanlar;
ç) Görevlerine ve memurluklarına ilişkin olsun veya olmasın memurluğa engel olmıyacak bir ceza ile hükümlü olup cezası ertelenenler;
Bu kararların kesinleşmesi üzerine haklarındaki görevden uzaklaştırma tedbiri kaldırılır.”




Tüm Ahmet ÖNEY Makaleler...
Tüm Makaleler...

 


Hızlı Menü:


Şu anda bu konuyu okuyanlar: 1 Ziyaretçi