YABANCI PARALARIN DEĞERLEMESİ

Konuyu Oyla:
  • Toplam: 0 Oy - Ortalama: 0
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5


Bu konuyu Sosyal Medyada Paylaşabilirsiniz: Facebook Twitter
YABANCI PARALARIN DEĞERLEMESİ
02.05.2015, 16:41,
#9
RE: YABANCI PARALARIN DEĞERLEMESİ
Kur Farkları
Bilindiği üzere, kur farkları konusu yıllardır maliye ile mükellefler arasında sorun olmuştur ve 
olmaya da devam etmektedir. 
Konuyla ilgili genel uygulama, genellikle kur farkları ile ilgili hesap dönemleri sonlarında kur 
değerlemesi yaparak, kur farkı faturası kesmeden karşı tarafı alacaklandırmak / borçlandırmak şeklindedir. 
Kur farkları prensip olarak Katma Değer Vergisi'ne tabi olmaması gerekmektedir. Zira kur farkları
tarafların iradesi dışında ortaya çıkan ekonomik değişmelerden kaynaklanmaktadır. 
Danıştay’ ın, 9. D.’nin, 26.05.2004 tarih ve E. 2001/2624, K. 2004/3556 sayılı kararında; 
Kur farklarının vade farkı olarak değerlendirilemeyeceği ve KDV’ye tabi tutulamayacağı
belirtilmiştir. 
Söz konusu Karar, “Kur farklarının KDV Kanunu’nun 4. maddesi kapsamında müstakil bir 
hizmetin karşılığı olarak kabul edilemeyeceği, 24/c maddesinde düzenlenen vade farkı ile aynı anlama 
gelmediği ve Kanun koyucunun kur farklarının KDV’ye tabi olmasını amaçlamadığı, bu nedenlerle 
kur farklarının KDV’ye tabi tutulamayacağı” şeklindedir. 
Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 20. maddesinin 1. bendine göre; KDV’ nin matrahı, teslim ve 
hizmet işlemlerinin karşılığını oluşturan bedeldir. 
Bedel kavramı, aynı maddenin 2. bendinde de çok açık ve oldukça geniş bir şekilde tanımlanmıştır. 
Kanun koyucu ayrıca, bedel kavramının kapsamında kabul edilmeyen, fakat mutlaka matraha dahil olması
istenen gelir kalemlerini ise Kanun’un 24/c maddesinde özel olarak saymış ve matraha dahil etmiştir. 
Bunların içinde kur farkları bulunmamaktadır. Kaldı ki, kur farklarının ne 20/2, ne de ismen 24/c 
maddelerinde tedvin edilmesine teknik olarak imkan yoktur. Çünkü, bu maddelerde sadece gelir olarak 
ortaya çıkan ve para ile temsil edilebilen menfaatler yer almıştır. Kur farkları ise pozitif olabileceği gibi, 
negatifte olabilmektedir. Kaldı ki, her iki tarafında vergi mükellefi olduğu durumlarda, satıcının hesapladığı
KDV, alıcı tarafından indirileceğinden, Devletin bu işlemden dolayı herhangi bir kazancı da olmamaktadır. 
Çünkü, ortada gerçekte yaratılmış bir katma değer bulunmamaktadır. 
Öte yandan, vade farkı, faiz, prim, fiyat farkı gibi matraha dahil olan unsurlarda taraflardan biri 
borçlu, diğeri ise alacaklıdır. Borçlu bir taahhüt altına girmekte, girdiği taahhüdün tutarı da belli 
bulunmaktadır. Kur farkı ilişkisinde ise taraflardan kimin kime borçlu olduğu belli değildir. Kur farkı
tarafların iradesine bağlı olarak ortaya çıkmamaktadır. Bu nedenle, kur farkı gelirinin hizmet geliri olarak 
değerlendirilmemesi gerekir. Dolayısıyla, kur farklarının, müstakil bir hizmetin bedeli olarak kabul edilmesi 
de mümkün değildir. 
Bu niteliği nedeniyle de KDV’ye tabi olmaları mümkün değildir. 
Kur farkları, özünde arızi nitelikte bir gelir olduğundan ve bir mal teslimi veya hizmet ifasının 
karşılığını oluşturmadığından, KDV’ye tabi tutulması mümkün bulunmamaktadır. 
Danıştay’ın yukarıda atıfta bulunulan kararı ve diğer benzer kararları da bu doğrultudadır. 
Danıştay’ın verdiği karar, kur farklarının KDV’ye tabi tutulamayacağı doğrultusundadır. 
Gelir İdaresinin kur farklarına ilişkin geneldeki anlayışı kur farklarının katma değer vergisine tabi 
olduğu yönündedir. 
Ancak Gelir İdaresi, görüşünü tebliğ bazında açıklamamış, olay bazında özelgeler vermekle 
yetinmiştir. 
Bu özelgelerin bazılarında genel anlayıştan sapmalar olduğu da görülmektedir. 
Şöyleki; 
- Satışın yapıldığı tarihte döviz cinsinden toplam bedel cari kur üzerinden Türk Lirasına çevrilerek, 
bu tutar üzerinden katma değer vergisi hesaplanıp aynı dönemde beyan edilecektir. - Döviz cinsinden bedel kısmen veya tamamen sonraki tarihlerde tahsil ediliyorsa tahsilin yapıldığı
dönemdeki kur farkı üzerinden katma değer vergisi hesaplanıp beyan edilecektir. 
- Alıcının erken ödeme yapması nedeniyle matrahta bir değişiklik meydana gelirse, bu değişiklik 
KDV Kanunu'nun 35. maddesine göre düzeltilecektir 
- Bedelin döviz cinsinden veya dövize endekslenerek ifade edildiği işlemlerde, bedelin kısmen veya 
tamamen vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu tarihten sonra ödenmesi halinde, satıcı ve alıcı lehine ortaya 
çıkan kur farkı, esas itibariyle vade farkı mahiyetinde olduğundan, matrahın bir unsuru olarak 
vergilendirilmesi gerekmektedir. 
- Yurt içinden dövize endeksli olarak satın aldığınız mal ve hizmetler nedeniyle katma değer 
vergisine ait toplam bedelin, dövize endeksli olarak belirlenmesi durumunda vergiyi doğuran olayın 
meydana geldiği tarih ile ödeme tarihi arasında şirketiniz aleyhine ortaya çıkan kur farklarına ait katma 
değer vergisinin kur farkı bedeline iç yüzde oranı uygulanmak suretiyle, dövize endeksli toplam bedele 
katma değer vergisinin dâhil edilmemesi durumunda ise vergiyi doğuran olay ile ödeme tarihi arasında 
aleyhinize oluşan kur farkları üzerinden ayrıca katma değer vergisinin hesaplanması gerekmektedir, 
(27,02,2009 tarih, B.07.1.GİB.04.99.16.01/2-Muk-431 Sayı, kur farklarında KDV. uygulaması hk. Özelge) 
- Gayrimenkul satışlarında katma değer vergisini doğuran olay tapuya tescil ya da gayrimenkulün 
tapuya tescilinden önce kişinin kullanımına tahsis edilmesiyle gerçekleşeceğinden muhtelif tarihlerde döviz 
olarak tahsil edilen avanslarla birlikte bedelin belirlendiği toplam döviz tutarı vergiyi doğuran olayın 
meydana geldiği teslim tarihindeki cari kur üzerinden YTL’ye çevrilerek bulunacak bedel üzerinden katma 
değer vergisi hesaplanacaktır. Diğer taraftan mal teslimi veya hizmetin ifasından önce peşin tahsil edilen 
avanslar, bir teslim ve hizmetin karşılığını oluşturmadığından katma değer vergisine tabi bulunmamaktadır. 
Ancak, avans olarak tahsil edilen döviz bedeli için ya da teslimden önce fatura veya benzeri belge 
düzenlenmesi halinde, Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 10/b maddesine göre faturanın düzenlendiği tarih 
itibariyle dövizin cari kur üzerinden YTL’ye çevrilerek, bulunacak bedel üzerinden katma değer vergisi 
hesaplanacağı tabiidir. (09.05.2008 tarih, B.07.1.GİB.04.99.16.01/2-Muk.278 sayı, Dövize endeksli konut 
ve işyeri teslimlerinde kur farklarının katma değer vergisi karşısındaki durumu hk. Özelge) 
- Katma Değer Vergisi Kanunun 17/4-g maddesi hükmü uyarınca katma değer vergisinden istisna 
edilen hurda metal teslimlerine ilişkin işlem tarihi ile bedelin tahsil edildiği tarihler arasında ortaya çıkan 
lehte ya da aleyhte kur farkları, asıl işlem vergiden istisna edildiği için katma değer vergisine tabi 
olmayacaktır. (08.04.2008 tarih, B.07.1.GİB.04.99.16.01/2-Muk.264 sayı, Hurda metal teslimlerine ilişkin 
lehte ya da aleyhte ortaya çıkan kur farklarında katma değer vergisi hk. Özelge) 
- Vadeli alınan malların Katma Değer Vergisi faturanın düzenlendiği veya teslimin yapıldığı tarihte 
gerçekleştiğinden oluşan vade farkları ve fiyat farkları mal bedelinden ayrı olarak bir finans hizmeti 
şeklinde değerlendirileceğinden uygulanacak Katma Değer Vergisi oranı (%18) olacaktır. Borcun vadesinde 
ödenmemesi nedeniyle oluşan kur farklarında geç ödemeye esas olan borç KDV hariç tutar olarak 
belirlenmişse vergi, kur farkına işlemin tabi olduğu oran uygulanmak suretiyle hesaplanacaktır. Söz konusu 
borç katma değer vergisi dahil olarak belirlenmişse, vergi katma değer vergisi farkı üzerinden işlemin tabi 
olduğu orana göre içyüzde uygulanmak suretiyle hesaplanacaktır. (09.08.2001 tarih, 
KDV.MUK.B.07.4.DEF.0.34.16.812 sayı, Borcun Vadesinde Ödenmemesi Sonucu Vade kur Ve Fiyat 
Farkı Hk., Özelge) 
-15.05.2001 tarihinden evvel dövize endeksli olarak satılan bir mala ilişkin bu tarihten sonra doğacak 
vade farkı şeklindeki kur farklarında malın tesliminde geçerli olan KDV oranı uygulanacaktır. Ancak 
ödemenin aksaması halinde doğacak vade farkı şeklindeki kur farkları tümüyle bir finans hizmetinin 
karşılığı olacağından mal bedelinden ayrı olarak değerlendirilmesi ve genel oranda (%18) katma değer 
vergisi hesaplanması gerekmektedir. 15.05.2001 tarihinden evvel satılan malın tarafınıza bu tarihten sonra 
iadesinde fatura düzenlenmesi ve alışta esas alınan katma değer vergisi oranının uygulanması
gerekmektedir. (05.11.2001 tarih, KDV.MUK.B.07.4.DEF.0.34.18.24.5602 sayı, Kur farkı faturalarında 
KDV oranı Hk. Özelge) 
-Vadeli satılan malın katma değer vergisi dahil bedelinin dövize endeksli olarak tespit edilmesi ve 
bedelin bir kısmının veya tamamının kararlaştırılan vadelerde ödenmesi halinde oluşan vade farkı
mahiyetindeki kur farkları katma değer vergisini de ihtiva ettiğinden mükelleflerce bu tutarlar üzerinden 
malın teslim tarihindeki geçerli katma değer vergisi oranı esas alınıp iç yüzde uygulanarak katma değer vergisinin hesaplanıp beyan edilip ödenmesi gerekmektedir. (04.10.2000 tarih, 
KDV.MUK.B.07.4.DEF.0.34.16.24.25-23129/5319 sayı, kur farklarında uygulanacak KDV Hk. Özelge) 
Buna göre, teslim veya hizmetin yapıldığı tarih ile bedelin tahsil edildiği tarih arasında ortaya çıkan 
lehte kur farkı için satıcı tarafından fatura düzenlenmek ve faturada gösterilen kur farkına, teslim veya 
hizmetin yapıldığı tarihte bu işlemler için geçerli olan oran uygulanmak suretiyle KDV hesaplanacaktır. 
Bedelin tahsil edildiği tarihte alıcı lehine kur farkı oluşması halinde, kur farkı tutarı üzerinden alıcı
tarafından satıcıya bir fatura düzenlenerek, teslim ve hizmetin yapıldığı tarihteki oran üzerinden KDV 
hesaplanması gerektiği şeklindedir. 
- Maliye Bakanlığı’nın vermiş olduğu diğer bir özelge de ise;
“Bedelinin döviz cinsinden ifade edildiği işlerde, ödemenin vergiyi doğuran olayın meydana 
geldiği tarihten sonra yapılması durumunda bu ödeme nedeni ile ortaya çıkacak kur farkı tutarı
üzerinden fatura düzenlenerek katma değer vergisi hesaplanacaktır. 
Diğer taraftan ödemeden önce, dönem sonlarında yapılan değerleme nedeniyle ortaya çıkan 
kur farkı için fatura düzenlenmesine gerek bulunmamaktadır.
denilmektedir. 
Özetle, 
Dövizli sipariş avanslarında kur değerlemesinin nasıl yapılacağı konusu tartışmalıdır. Bu 
konuda yayınlanmış hiçbir genel tebliğ yoktur. Sadece birkaç Özelge ve birbirine zıt Danıştay 
kararları ile TURMOB tarafından yaptırılmış araştırma raporları mevcuttur. 
Konu hakkındaki Danıştay Kararları aşağıdaki tabloda özetlenmiştir: 
Danıştay 
Daire No.
Karar Tarihi 
Ve No
Kararın Özeti
3 6.2.1997-E.1995/4701 
K.1997/486 
Taraflar arasında yapılan mukavelenin yürürlükte bulunması, 
ihracattan vazgeçilmemiş olması nedeniyle alınan avansların borç 
niteliği kazandığı söylenemeyeceğinden, borç olarak değerlemeye 
tabi tutulması mümkün değildir. 
3 4.6.1996-E.1995/2225 
K.1996/2127 
Yurt dışındaki alıcıdan alınan sipariş avansları işletmenin 
borcudur, yıl sonunda değerlenir ve kur farkı gider yazılır. Zira 
ihracat, gerçekleşmemiş avans, para borcuna dönüşmüştür. 
3 6.2.1997-E.1995/4701 
K.1997/486 
Alınan avans alelade borç niteliği taşımaz, dönem sonlarında kur 
değerlemesine tabi tutulmaz. Zira sipariş iptal edilmemiş
olduğundan bu avans, para borcu değildir. 
4 15.2.1997-E.1996/5110 
K.1197/4886 
İhracat için alınan avans, kur değerlemesine tabi tutulur ve kur 
farkı gider yazılır. Kaldı ki bu olayda ihraç işlemi durdurulmuştur. 
3 13.10.1998-E.1997/186 
K.1998/3459 
Gerçekleşmeyen ihracat nedeniyle artık kalan (alınan) avans 
borcu değerlendirilemez ve kur farkı gider yazılamaz. 
4 27.2.1998-E.1996/5110 
K.1997/4886 
İhracat Körfez krizi dolayısıyle gerçekleşmemiş olduğundan buna 
ilişkin olarak alınan avans; para borcu niteliği kazanmıştır, diğer 
alacak ve borçlar gibi değerlenir. 
3 10.6.1999-E.1997/1308 
K.1999/2437 
İhracata ilişkin olarak peşin tahsil olunan ......... dolar avans davacı
şirketin borcudur. Kur değerlemesine tabi tutulur ve kur farkı
gider yazılır. 
3 25.2.1999-E.1997/2370 
K.1999/692 
Yapılacak ithalatın bedeline mahsuben, yabancı satıcıya ödenen 
sipariş avansı dövizli alacaktır. Dönem sonunda kur 
değerlemesine tabi tutulması ve kur farkının gelir yazılması
gerekir. 
Vergi Dava 
Genel Krl. 
06.11.1998-E.1997/159 
K.1998/326 
Kredili ithalatta fatura bedeli dışında satıcıya vade farkı ödenmesi 
halinde KDV. matrahına ilave edilmesi gerekir. 
9 – Özel 10.10.2002-E.2002/3605 
K.2002/4126 
VADE FARKLARININ KDV'YE TABİ OLMASI ( Taksitli Mal 
Satışlarında Finans Kurumunun Döviz Üzerinden Yaptığı Taksitli Satışta Vadeler Arasındaki Lehe Kur Farklarına da KDV 
Uygulanması Gereği) 
Görüldüğü gibi bu kararların bir kısmında, avansın sipariş iptali veya siparişin gerçekleşmemesi 
nedeniyle para borcuna dönüşmesi hali mevcuttur. Diğer kararlar ise sayıca yetersiz ve çelişkilidir. Bu 
itibarla Danıştay’ın konu hakkındaki görüşü henüz netleşmemiştir. 
Dövizli sipariş avanslarının kur değerlemesi karşısındaki durumunu ele alan, yazar görüşleri ise 
aşağıda kısmen özetlenmiştir: 
Yazar Adı Yayın Görüş Özeti
Muzaffer KÖKVER 
Ramazan YAKIŞIKLI 
Vergi Dünyası
Eylül 1996 
Avanslar VUK’nun 283 ve 287 nci maddeleri uyarınca 
kayıtlardaki TL. değeri ile değerlenir, yani kur değerlemesine 
tabi tutulamaz. Kur değerlemesi yapılırsa ortaya çıkan kur farkı
gelir veya gider yazılmaz, siparişe konu işlemin maliyeti veya 
hasılatı ile ilişkilendirilmek üzere geçici bir hesapta bekletilir. 
Necati UĞUR Maliye Sigorta 
Yorumları
1 Nisan 1997 
Avanslar, borç ve alacaklar gibidir, kur değerlemesine tabi 
tutulur, kur farkları herhangi bir borç ve alacağın kur farkı gibi 
işlem görür. 
Safiye ÖNGEN Yaklaşım 
Ocak 1999 
Avanslar dönem sonlarında kur değerlemesine tabi tutulabilir. 
Yunus ŞENGÖZ Maliye Sigorta 
Yorumları
1 Eylül 1999 
Avans, para borcu veya alacağını değil, mal veya hizmet verme 
veya alma edimini ifade eder. Sipariş iptal edilmediği sürece, 
para borcu veya alacağı sayılmaz, dolayısıyla dönem 
sonlarında kur değerlemesine tabi tutulamaz. 
Yılmaz ÖZBALCI Oluş Sirküler 
IV / 50 
Yabancı para cinsinden alınan ve verilen avansların, diğer borç 
ve alacaklar gibi işleme tabi tutulması gerekir. 
Sema KÜÇÜK Yaklaşım 
Eylül 2000 
Avans alacak veya borcu, diğer finansal alacak veya borçtan 
farksızdır. 
Mehmet CANPOLAT Vergi Dünyası
Temmuz 2000 
Avans, mal veya hizmet verme edimini içeren bir akit ile ilgili 
bulunduğu sürece ve akit bozulmadıkça "para borcu değildir” 
bu nedenle kur değerlemesine tabi tutulmaz. Akit bozulursa 
para borcuna dönüşür ve kur değerlemesini ancak o zaman 
gerektirir. 
Görüldüğü üzere, yazarlar arasında da görüş birliği yoktur. 
Ancak sipariş avanslarında kur değerlemesi yapılmaması veya yapılmışsa ortaya çıkan kur 
farklarının ilgili işlemin bedeli veya maliyeti ile ilgilendirilmesi görüşü ağır basmaya başlamıştır. 
Verilen veya alınan sipariş avansları, para alacağını veya para borcunu ifade etmez. 
Bunlar, ileride teslim alınacak veya teslim olunacak mallara veya hizmetlere ait bedellerin tamamını
veya bu bedellerin bir bölümünü temsil eder. 
- Nitekim Tek Düzen Hesap Planında, verilen ve alınan sipariş avansları, alacak ve borç kalemleri 
içinde mütalaa edilmemiş, bunlara özel ana hesaplar açılmıştır. Verilen sipariş avanslarının “15 STOKLAR” 
grubundaki 159 no.lu hesapta izleniyor olması, bu avanslara alacak veya borç gözüyle değil, alınacak veya 
satılacak mal veya hizmet gözüyle bakıldığını göstermektedir. 
Bu noktada aslolan maliye ile ihtilaf yaratmayacak çözümler bulup uygulamaktır. 
Konu, üç farklı uygulama şekli ile çözüme kavuşturulabilir. 
Birinci uygulama şekli, TL bazlı işlem yapmaktır. 
Taraflar arasında malın fiyatı döviz olarak belirlenmekle birlikte, bedelin tahsil olunan 
yabancı para avanslarının TL toplamından oluşacağı kararlaştırılmışsa böyle bir işlem kur 
değerlemesine konu olmayacaktır. İkinci uygulama şekli, Döviz bazlı işlem yapmaktır. 
- Bu ahvalde kararlaştırılan yabancı para birimine göre fatura tanzim edilecektir. 
- Dövize endeksli uygulamada kur değerlendirmesi yapılmalıdır. 
- TL tutarı olarak lehine fark doğan taraf karşı tarafa kur farkı faturası kesmelidir. 
- Kur farkı KDV’ ye tabi olacaktır. 
Üçüncü uygulama şekli ise, malın teslim tarihindeki kuru üzerinden fatura tanzim edilmesidir. 
Bu ahvalde yine TL + KDV tutarında kur farkı faturası tanzim edilmesi gerekmektedir. 
Bilgilerinize sunar, tüm meslektaşlarıma sevgi ve saygılarımla hayırlı bayramlar, işlerinde 
kolaylıklar ve bol kazançlar diliyorum. 
Mali Müşavir - Recep YAŞAR 
Bursa Mali Müşavirler Odası Üyesi 
rmmuhasebe@hotmail.com 
http://www.recepyasarsmm.com 
http://www.muhasebenet.net  
 


Bu Konudaki Yorumlar
RE: YABANCI PARALARIN DEĞERLEMESİ - Muradiye Karabulut - 02.05.2015, 16:41

Konu ile Alakalı Benzer Konular
Konular Yazar Yorumlar Okunma Son Yorum
  İNTERNET FENOMENLERİNE REKLAM İÇİN ÖDENEN PARALARIN BELGELENDİRİLMESİ Ahmet Barlak 0 544 25.09.2023, 17:34
Son Yorum: Ahmet Barlak
  ÇALIŞMA İZNİ OLMAYAN SİGORTASİZ YABANCI İŞÇİ ÇALIŞTIRMA Ahmet Barlak 0 2,449 16.09.2021, 10:31
Son Yorum: Ahmet Barlak
  BANKADA AÇTIRILAN ALTIN HESABININ DEĞERLEMESİ Ahmet Barlak 0 4,044 24.01.2021, 11:24
Son Yorum: Ahmet Barlak
  DÖVİZ CİNSİNDEN NAKİT PARALARIN, BORÇLARIN, ALACAKLARIN DEĞERLEMESİ VE ESAS ALINACAK Muradiye Karabulut 6 32,087 19.08.2018, 10:06
Son Yorum: Ahmet Barlak
  MERKEZ BANKASINCA TL KARŞILIĞI BELİRLENMEYEN YABANCI PARALARIN HANGİ KURDAN DEĞERLEND Ahmet Barlak 0 5,634 19.08.2018, 09:58
Son Yorum: Ahmet Barlak

Hızlı Menü:


Şu anda bu konuyu okuyanlar: 1 Ziyaretçi