Muhasebe defterlerinin kaybolması(zayi) halinde yönetim kurulunca yapılması gereken i

Konuyu Oyla:
  • Toplam: 0 Oy - Ortalama: 0
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5


Bu konuyu Sosyal Medyada Paylaşabilirsiniz: Facebook Twitter
Muhasebe defterlerinin kaybolması(zayi) halinde yönetim kurulunca yapılması gereken i
02.05.2015, 13:00,
#1
Muhasebe defterlerinin kaybolması(zayi) halinde yönetim kurulunca yapılması gereken i
Muhasebe defterlerinin kaybolması(zayi) halinde yönetim kurulunca yapılması gereken işlemler nelerdir?

Saklanması zorunlu olan defter ve belgeler; yangın, su baskını veya yer sarsıntısı gibi kooperatifin elinde olmayan bir afet sebebiyle ve yasal saklama süresi içinde ziya uğrarsa kooperatif yöneticileri bu durumu öğrendikleri tarihten itibaren onbeş gün içinde kooperatif merkezinin bulunduğu yerdeki yetkili mahkemeye (Ticaret Mahkemesinin bulunduğu yerlerde Ticaret Mahkemesi, yoksa Asliye Hukuk Mahkemesine) başvurarak bu hususta kooperatife bir belge verilmesini ister. Böyle bir belge almamış yöneticiler kooperatif defterlerini ibrazdan kaçınmış sayılacaktır (TTK Md.68).


6762 sayılı eski türk ticaret kanunu madde 68

III- SAKLAMA MÜDDETİ:

Madde 68 - Defter tutmak mecburiyetinde bulunan kimse ve işletmeye devam eden halefleri defterleri son kayıt tarihinden ve saklanması mecburi olan diğer hesap ve kağıtları tarihlerinden itibaren on yıl geçinceye kadar saklamaya mecburdurlar.

Hakiki şahıs olan tacirin ölümü halinde mirasçıları ve ticareti terk etmesi halinde kendisi defter ve kağıtları birinci fıkra gereğince saklamakla mükelleftirler. Ancak mirasın resmi tasfiyesi halinde defter ve kağıtlar birinci fıkrada yazılı müddetle sulh mahkemesi tarafından saklanır.

Kollektif ve adi komandit şirketlerin her ne suretle olursa olsun infisahı halinde bunlara ait defter ve kağıtlar, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki salahiyetli mahkeme tarafından 1 inci fıkra gereğince saklanmak üzere ortaklardan birine veya notere, diğer şirketlerin infisahı halinde ise, notere tevdi olunur. Noter harc ve ücreti şirket mevcudundan ödenir.

Bir tacirin saklamakla mükellef olduğu defter ve kağıtlar; yangın, su baskını veya yer sarsıntısı gibi bir afet sebebiyle ve kanuni müddet içinde ziyaa uğrarsa tacir zıyaı öğrendiği tarihten itibaren on beş gün içinde ticari işletmesinin bulunduğu yerin salahiyetli mahkemesinden kendisine bir vesika verilmesini istiyebilir. Mahkeme lüzumlu gördüğü delillerin toplanmasını da emredebilir. Böyle bir vesika almamış olan tacir defterlerini ibrazdan kaçınmış sayılır. 



6102 sayılı YENİ TÜRK TİCARET KANUNU
MADDE 82

C) Saklama ve ibraz

I - Belgelerin saklanması, saklama süresi
MADDE 82. (1) Her tacir;

a) Ticari defterlerini, envanterleri, açılış bilançolarını, ara bilançolarını, finansal tablolarını, yıllık faaliyet raporlarını, topluluk finansal tablolarını ve yıllık faaliyet raporlarını ve bu belgelerin anlaşılabilirliğini kolaylaştıracak çalışma talimatları ile diğer organizasyon belgelerini,

b) Alınan ticari mektupları,

c) Gönderilen ticari mektupların suretlerini,

d) 64 üncü maddenin birinci fıkrasına göre yapılan kayıtların dayandığı belgeleri,

sınıflandırılmış bir şekilde saklamakla yükümlüdür.

(2) Ticari mektuplar, bir ticari işe ilişkin tüm yazışmalardır.

(3) Açılış ve ara bilançoları, finansal tablolar ve topluluk finansal tabloları hariç olmak üzere, birinci fıkrada sayılan belgeler, Türkiye Muhasebe Standartlarına da uygun olmak kaydıyla, görüntü veya veri taşıyıcılarda saklanabilirler; şu şartla ki;

a) Okunur hâle getirildiklerinde, alınmış bulunan ticari mektuplar ve defter dayanaklarıyla görsel ve diğer belgelerle içerik olarak örtüşsünler;

b) Saklama süresi boyunca kayıtlara her an ulaşılabilsin ve uygun bir süre içinde kayıtlar okunabilir hâle getirilebiliyor olsun.

(4) Kayıtlar 65 inci maddenin dördüncü fıkrasının ikinci cümlesi uyarınca elektronik ortama alınıyor ise, bilgiler; bilgisayar yerine basılı olarak da saklanabilir. Bu tür yazdırılmış bilgiler birinci cümleye göre de saklanabilir.

(5) Birinci fıkranın (a) ilâ (d) bentlerinde öngörülen belgeler on yıl saklanır.

(6) Saklama süresi, ticari defterlere son kaydın yapıldığı, envanterin çıkarıldığı, ara bilançonun düzenlendiği, yılsonu finansal tablolarının hazırlandığı ve konsolide finansal tabloların hazırlandığı, ticari yazışmaların yapıldığı veya muhasebe belgelerinin oluştuğu takvim yılının bitişiyle başlar.

(7) Bir tacirin saklamakla yükümlü olduğu defterler ve belgeler; yangın, su baskını veya yer sarsıntısı gibi bir afet veya hırsızlık sebebiyle ve kanuni saklama süresi içinde zıyaa uğrarsa tacir zıyaı öğrendiği tarihten itibaren onbeş gün içinde ticari işletmesinin bulunduğu yer yetkili mahkemesinden kendisine bir belge verilmesini isteyebilir. Bu dava hasımsız açılır. Mahkeme gerekli gördüğü delillerin toplanmasını da emredebilir.

(8) Gerçek kişi olan tacirin ölümü hâlinde mirasçıları ve ticareti terk etmesi hâlinde kendisi defter ve kâğıtları birinci fıkra gereğince saklamakla yükümlüdür. Mirasın resmî tasfiyesi hâlinde veya tüzel kişi sona ermişse defter ve kâğıtlar birinci fıkra gereğince on yıl süreyle sulh mahkemesi tarafından saklanır.

 
02.05.2015, 13:01,
#2
RE: Muhasebe defterlerinin kaybolması(zayi) halinde yönetim kurulunca yapılması gereken i
Başlık Zayi olan defterdeki kayıtlara ilişkin hk.
Tarih 12/07/2011
Sayı B.07.1.GİB.4.34.19.02-019.01-944
Kapsam

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

Mükellef Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü







Sayı

:

B.07.1.GİB.4.34.19.02-019.01-944

12/07/2011

Konu

:

Defter kayıtları hk.





İlgide kayıtlı özelge talep formunda, 09/09/2009 tarihinde meydana gelen sel baskını sonucunda 2009 yılı ve geçmiş yıllara ait tüm defterlerinizin zayi olduğu belirtilerek, 2006-2007-2009 yıllarına ait defterlerinizin zayi olduğuna ilişkin ... Asliye Ticaret Mahkemesinin ... tarih ve ... Esas ... Karar No'lu kararı uyarınca 2009 yılında kullanılmak üzere notere tasdik ettirilen defterlerinizin 01/01/2009 tarihinden itibaren tekrar yazdırılmasının mümkün olup olmadığı hususunda görüş talep edildiği anlaşılmaktadır.

Türk Ticaret Kanunu'nun "Saklama Müddeti" başlıklı 68'inci maddesinde;

"....Bir tacirin saklamakla mükellef olduğu defter ve kağıtlar; yangın, su baskını veya yer sarsıntısı gibi bir afet sebebiyle ve kanuni müddet içinde ziyaa uğrarsa tacir zıyaı öğrendiği tarihten itibaren on beş gün içinde ticari işletmesinin bulunduğu yerin salahiyetli mahkemesinden kendisine bir vesika verilmesini isteyebilir. Mahkeme lüzumlu gördüğü delillerin toplanmasını da emredebilir. Böyle bir vesika almamış olan tacir defterlerini ibrazdan kaçınmış sayılır." hükmüne yer verilmiştir.

Öte yandan, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun "Mücbir Sebepler" başlıklı 13'üncü maddesinde;

" Mücbir sebepler:

1. Vergi ödevlerinden herhangi birinin yerine getirilmesine engel olacak derecede ağır kaza, ağır hastalık ve tutukluluk;

2. Vergi ödevlerinin yerine getirilmesine engel olacak yangın, yer sarsıntısı ve su basması gibi afetler;

3. Kişinin iradesi dışında vukua gelen mecburi gaybubetler;

4. Sahibinin iradesi dışındaki sebepler dolayısıyla defter ve vesikalarının elinden çıkmış bulunması,

gibi hallerdir." hükmü yer almaktadır.

Diğer taraftan, aynı Kanun'un "Defter Tutacaklar" başlıklı 172'nci maddesi gereğince defter tutmak zorunda olanların; Kanun'un 220'nci maddesinde sayılan defterleri, 223'üncü maddede belirtilen tasdik makamına, 224 ve 225'inci maddelerde belirtilen usul ve esaslar çerçevesinde tasdik ettirmeleri gerekmektedir.

Mezkur Kanun'un "Tasdik Zamanı" başlıklı 221'inci maddesinde;

"Bu kanunda yazılı defterleri kullanacak olanlar, bunları aşağıda yazılı zamanlarda tasdik ettirmeye mecburdurlar:

...

4. Tasdike tabi defterlerin dolması dolayısıyla veya sair sebeplerle yıl içinde yeni defter kullanmaya mecbur olanlar bunları kullanmaya başlamadan önce." hükmü bulunmaktadır.

Yine aynı Kanun'un "Kayıt Zamanı" başlıklı 219'uncu maddesinde;

"Muameleler defterlere zamanında kaydedilir. Şöyle ki:

a) Muamelelerin işin hacmine ve icabına uygun olarak muhasebenin intizam ve vuzuhunu bozmayacak bir zaman zarfında kaydedilmesi şarttır. Bu gibi kayıtların on günden fazla geciktirilmesi caiz değildir.

b) Kayıtlarını devamlı olarak muhasebe fişleri, primanota ve bordro gibi yetkili amirlerin imza ve parafını taşıyan mazbut vesikalara dayanarak yürüten müesseselerde, muamelelerin bunlara işlenmesi, deftere işlenmesi hükmündedir. Ancak bu kayıtlar, muamelelerin esas defterlere 45 günden daha geç intikal ettirilmesine cevaz vermez.

c) Günlük kasa, günlük perakende satış ve hasılat defterleri ile serbest meslek kazanç defterine muameleler günü gününe kaydedilir." hükmüne yer verilmiştir.

Bu itibarla, sel baskını sonucunda kanuni defterlerinizin zayi olduğunu mahkeme kararıyla ispat ve tevsik etmeniz halinde bu durumun mücbir sebep kapsamında değerlendirileceği tabiidir.

Diğer taraftan, zayi olan kanuni defterlerdeki bilgilerin ayrıca Şirketinizin bilgisayar kayıtlarında yer alması halinde bu kayıtların ispat edici defter, belge ve vesika olarak kabulü mümkün bulunmamaktadır.

Buna göre, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 221'inci maddesinin 4'üncü fıkrasında, tasdike tabi defterlerin dolması dolayısıyla veya sair sebeplerle yıl içinde yeni defter kullanmaya mecbur olanların bunları kullanmaya başlamadan önce tasdik ettirmeye mecbur oldukları hükme bağlandığından, su basması sonucu zayi olduğu ilgili mahkeme kararı ile ispatlanan defterlerinizin yerine kullanacağınız yeni defterlerin kullanılmaya başlanılmadan önce tasdik ettirilmesi halinde bu defterlerin Vergi Usul Kanunu'nun defter tutma hükümlerine uygun olarak tutulmuş defterler olarak kabul edileceği tabiidir. Ayrıca, bilgisayar kayıtlarınızda yer alan defterlere ilişkin bilgilerin yeni tasdik edilen defterlere yazılması mümkün bulunmaktadır. 

Bilgi edinilmesini rica ederim. 





(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.
02.05.2015, 13:02,
#3
RE: Muhasebe defterlerinin kaybolması(zayi) halinde yönetim kurulunca yapılması gereken i
18 Mayıs 2006

Muharrem ÖZDEMİR

Gelir İdaresi Başkanlığı
Vergi Denetmeni
Denetmen47@yahoo.com.tr

ZAYİ BELGESİNİN HUKUKİ VE VERGİSEL NİTELİĞİ

I-GİRİŞ

Vergi Usul Kanununa göre defter tutmak mecburiyetinde olanlar[1] tuttukları defterlerle üçüncü kısımda yazılı vesikaları, ilgili bulundukları yılı takibeden takvim yılından başlayarak beş yıl süre ile muhafaza etmeye mecburdurlar (Md.253). Bu kanunun 172’nci maddesinde sayılan gerçek ve tüzel kişiler ile mükerrer 257 nci madde ile getirilen zorunluluklara tabi olanlar, muhafaza etmek zorunda oldukları her türlü defter, belge ve karneler ile vermek zorunda bulundukları bilgilere ilişkin mikro fiş, mikro film, manyetik teyp, disket ve benzeri ortamlardaki kayıtlarını ve bu kayıtlara erişim veya kayıtları okunabilir hale getirmek için gerekli tüm bilgi ve şifreleri muhafaza süresi içerisinde yetkili makam ve memurların talebi üzerine ibraz ve inceleme için arz etmek zorundadırlar.

Türk Ticaret Kanununun 68’nci maddesine göre; Defter tutmak mecburiyetinde bulunan kimse ve işletmeye devam eden halefleri defterleri son kayıt tarihinden ve saklanması mecburi olan diğer hesap ve kağıtları tarihlerinden itibaren on yıl geçinceye kadar saklamaya mecburdurlar. Hakiki şahıs olan tacirin ölümü halinde mirasçıları ve ticareti terk etmesi halinde kendisi defter ve kağıtları birinci fıkra gereğince saklamakla mükelleftirler. Ancak mirasın resmi tasfiyesi halinde defter ve kağıtlar birinci fıkrada yazılı müddetle sulh mahkemesi tarafından saklanır. Türk Ticaret Kanununa göre defterlerin muhafaza süresi 10 yıl iken bu süre Vergi Hukukumuzda 5 yıl olarak öngörülmüştür. Türk Ticaret Kanunu ve Vergi Usul Kanununda muhafaza sürelerinin başlangıcı farklı kriterlere bağlanmıştır. Türk Ticaret Kanununda kağıt ve belgelerin tarihlerinden itibaren 10 yıl zamanaşımı süresi öngörülmüşken iken vergi mevzuatımızda ise ilgili bulundukları yılı takibeden takvim yılından başlayarak beş yıldır.

Her tacirin, ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli bir iş adamı gibi hareket etmesi lazımdır (TTK Md.20/2). Basiret kelimesinin sözlük anlamı; görüş, görme yeteneği, akıllılık, temkin, iki gozle görebilmek anlamına gelir. Dolayısı ile basiretli tacir, tüm ticari faaliyetlerinde basiretli bir iş adamı gibi hareket etmek, sağduyu sahibi ve ileriyi düşünmek ve işlemlerini ona göre organize etmek yanında olumsuzlukları önceden öngörerek tedbir almak zorundadır.

Ancak, beşeri akıl ile kontrol edilemeyen olağanüstü doğa afetleri karşısında basiretli iş adamının çaresiz kalmaması olanaksızdır. Mükelleflerin muhafaza ve ibraz zorunda oldukları defter ve belgeleri, yangın, sel felaketi, yer sarsıntısı, su basması ve deprem gibi afetler nedeni ile elden çıkmış olabilir. Dolayısıyla alınan tüm tedbirlere rağmen muhafaza etmek zorunda olunan defter ve belgeler ZAYİ olabilmektedir.

Zayi kavramı; kaybolmuş, yok olmuş ve elden çıkmış, işe yaramayan, yitik mal anlamlarına gelmektedir. Vergi mevzuatımızda zayi mal kavramına dair net bir tanım yapılmamıştır. Ancak 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 30/c bendinde zımmi de olsa bu konuya değinilmiştir. Buna göre; Deprem, sel felaketi ve Maliye Bakanlığının yangın sebebiyle mücbir sebep ilân ettiği yerlerdeki yangın sonucu zayi olanlar hariç olmak üzere, zayi olan mallara ait katma değer vergisi indirim konusu yapılamayacaktır. Kanun koyucu yangın, deprem ve sel felaketi gibi nedenlerle oluşan durumları zayi mal kavramı içerisinde ele almış ancak çalınma, kaybolma, hırsızlık gibi sebepleri bu kapsamda değerlendirmemiştir.

Bir tacirin[2] saklamakla mükellef olduğu defter ve kağıtlar; yangın, su baskını veya yer sarsıntısı gibi bir afet sebebiyle ve kanuni müddet içinde ziyaa uğrarsa tacir zıyaı öğrendiği tarihten itibaren on beş gün içinde ticari işletmesinin bulunduğu yerin salahiyetli mahkemesinden kendisine bir vesika verilmesini isteyebilir. Mahkeme lüzumlu gördüğü delillerin toplanmasını da emredebilir. Böyle bir vesika almamış olan tacir defterlerini ibrazdan kaçınmış sayılır (TTK Md 68). Görüleceği üzere Türk Ticaret Kanununda öngörülen ve talep edilecek zayi belgesi defter ve belgelere ilişkindir. 213 Sayılı vergi usul Kanununun 13’uncü maddesinin 4.bendine göre; Sahibinin iradesi dışındaki sebepler dolayısıyle defter ve vesikalarının elinden çıkmış bulunması da mücbir sebep hali olarak sayılmıştır. 282 Sıra No’lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğine göre[3] tabii afet nedeniyle defter ve belgeleri zayi olan mükelleflerin durumu Türk Ticaret Kanunun 68 inci maddesi uyarınca yetkili mahkeme kararı ile belgelemeleri gerekmektedir. Şöyle ki;

- Türk Ticaret Kanununa ve Vergi Usul Kanununa göre tutulması ve tasdiki zorunlu defterleri ile kullanmak mecburiyetinde bulunduğu belgelerini kaybeden mükellefler durumu öğrendikleri tarihten itibaren 2 ay içinde yetkili mahkemeden kendilerine bu durumu tespit eden bir belge verilmesini isteyebileceklerdir.

- Bunun yanı sıra tabii afete uğrayan yerlerde bulunan mükellefler, defter ve belgelerinin zayi olduğuna ilişkin belgeyi dilerlerse il veya ilçe idare kurullarından da alabileceklerdir. Bu şekilde alınan belgeler de yetkili mahkemeden alınmış belge sayılacaktır.

Muhafaza süresi içersinde yangın, su baskını veya yer sarsıntısı gibi bir afet nedeniyle defterlerin zayi olması halinde tacirin 15 gün içerisinde mahkemeye başvurarak “ZAYİ BELGESİ” alması gerekir. Bilinmelidir ki muhafaza ve saklama görevi basiretli tacirin asli görevi olduğundan zayi belgesi ancak kendi iradesi dışında oluşan sebeplerle talep edilebilir.

Bunun yanında ticari malların da yukarıda zikrettiğimiz sebeplerle tamamen veya kısmen zayi olması da mümkündür. Yangın, deprem ve su basması gibi afetler yüzünden veyahut bozulmak, çürümek, kırılmak, çatlamak, paslanmak gibi haller neticesinde iktisadi kıymetlerinde önemli bir azalış vaki olan emtia ile maliyetlerin hesaplanması mutad olmayan hurdalar ve döküntüler, üstüpü, deşe ve ıskartalar emsal bedeli ile değerlenir (VUK Md.278). Zayi olan mallara ait emsal değerler Takdir Komisyonlarınca tespit edilmektedir. Emsal bedelleri ilgililerin müracaatı üzerine takdir komisyonunca takdir yolu ile veya mahkemeye müracaat edilerek tespit yaptırılması gerekmektedir. Takdirler, maliyet bedeli ve piyasa kıymetleri araştırılmak ve kullanılmış eşya için ayrıca yıpranma dereceleri nazara alınmak suretiyle yapılır (VUK Md.267). Takdir komisyonu malların bedellerini tamamen yok olmuş ve bedellerini sıfır(0) olarak kabul ederek tamamen zayi veya malın belli bir kısmının zayi olduğuna da hükmedebilir. Zayi olan mallar için de ilgili birimlerden alınacak Ekspertiz Raporu, İtfaiye Raporu, tespit tutanağı, olay yeri inceleme raporu veya muhtarlıktan alınacak yazı ve/veya raporlarda bu durumları tevsik edebilirler. Bilinmelidir ki bu gibi durumlarda ispat külfeti[4] tacire aittir.

Deprem, sel felaketi ve Maliye Bakanlığının yangın sebebiyle mücbir sebep ilân ettiği yerlerdeki yangın sonucu zayi olanlar hariç olmak üzere, çalınma, kaybolma ve zayi olan mallara ait katma değer vergisi indirim konusu yapılamayacaktır (KDV Md.30/c). Zayi olan mallara ait KDV indirim konusu yapılamayacağına göre, indirilmeyecek verginin gelir veya kurumlar vergileri açısından bir gider unsuru olarak dikkate alınması mümkündür. Mükellefin vergiye tabi işlemleri üzerinden hesaplanan katma değer vergisi ile mükellefçe indirilebilecek katma değer vergisi, gelir ve kurumlar vergisi matrahlarının tespitinde gider olarak kabul edilmez (KDV Md.58). Bu bağlamda malların zayi olması durumunda bu malların alış belgelerinde gösterilen katma değer vergisi indirim konusu yapılamayacağına göre aynı kanunun 58’nci maddesi hükmü gereğince bu indirilemeyen verginin gelir ve kurumlar vergisi matrahının tesbitinde gider olarak dikkate alınacaktır.

Mahkemeden alınacak zayi belgesi mükellefin 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 359 ve 373’uncu maddeleri gereğince kaçakçılık ve vergi cezalarına muhatap olmaktan kurtalacak ancak ilgili dönemlerde indirime konu belgeleri inceleme elemanı veya gelir idaresine ibraz etme zorunluluğunu ortadan kaldırmayacaktır[5].

II-DANIŞTAY KARARLARI:

Karar 1
T.C.
Danıştay Onbirinci Daire

Tarih :01.03.1999
Esas No: 1998/4471
Karar No: 1999/842

KONU: Zayi Belgesi Olmayan Defter ve Belgelerin KDV İndirimi

Defter ve belgelerin yangın sonucu zayi olduğu ancak ticaret mahkemesinden zayi belgesi alınmadığı durumlarda, mükellefin KDV indirimine ilişkin belge örneklerinin vergi mahkemesine ibrazı halinde, bu belgelerdeki KDV indiriminin kabulü gerekir.

İstemin Özeti: 1991 yılı yasal defterleri ile bir kısım belgelerin yangın sonucunda zayi olduğu belirtilerek incelenmeye ibraz edilmemesi nedeniyle indirimleri kabul edilmeyerek yükümlü şirket adına aynı yılın Temmuz-Aralık dönemleri için kaçakçılık cezalı katma değer egrisi tarhiyatı yapılmıştır. Vergi Mahkemesi kararıyla; 3065 Sayılı Katma Değer vergisi Kanunu'nun 29. maddesinde, mükelleflerin yaptıkları vergiye tabi işlemleri üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden, kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergisini indirebileceklerinin hükme bağlandığı, olayda yükümlü şirketin işyerinde yangın çıktığının 09.03.1996 günlü itfaiye raporu ve aynı tarihli olay yeri inceleme ve tespit tutanağı ile hasar tespit tutanağıyla sabit olduğu, defter ve belgelerin ibraz edilmesinin istenmesi üzerine söz konusu yangında zayi olduğunun farkına verıldığı ve bu nedenle zayi belgesinin alınmadığının anlaşıldığı, ibraz edilemeyen defter ve belgeler nedeniyle vergi matrahının tamamen veya kısmen maddi delillere dayanılarak saptanması olanağı ortadan kalktığından, olayda re'sen tarh nedeniyle oluştuğu, ancak defter ve belgelerin yangın neticesi zayi olmasının, katma değer vergisi indirimlerinin ispat ve buna ilişkin belge örneklerini ibraz hak ve yükümlülüğünü ortadan kaldırmayacağı, bu nedenle alınan ara kararı üzerine yükümlü şirket tarafından, mal alınan kişilerden temin edilen indirime konu vergilere ait belge üörnekleri üzerinde mahkemelerince yapılan inceleme sonucunda, anılan belgelerde gösterilen katma değer vergisinin beyan edilen indirimlerini teyit ettiğinin anlaşıldığı, bu durum karşısında indirimleri kabul edilmemek suretiyle yapılan cezalı tarhiyatta yasal isabet görülmediği gerekçesiyle kaldırılmasına karar verilmiştir.

Karar 2
T.C.
Danıştay
Vergi Dava Daireleri Genel Kurulu

E. 1999/127
K. 1999/470
T. 12.11.1999

DEFTER VE BELGELERİN İNCELEMEYE SEVKEDİLMEMESİ (Zayi Belgesi Alınmış Olması - Yangından Sonraki Durumun İtfaiye Raporuyla Tekrar Tesbiti Gerektiği - Katma Değer Vergisi İndirimlerinin Reddinin Yasaya Aykırı Olmadığı)

KATMA DEĞER VERGİSİ İNDİRİMLERİNİN REDDİ (Yangın Nedeniyle Defter ve Belgelerin İbraz Edilmemesi - Katma Değer Vergisi İndirimlerinin Reddi - Yangın Sonrası Durumu Belirten İtfaiye Raporunun Olmayışı)

ZAYİ BELGESİNİN GEÇERLİLİK KOŞULLARI (Ticaret Mahkemesince Verilen Zayi Belgesinin Geçerli Olma Koşulu - Yangından Sonraki Durumu Belirten İtfaiye Raporuna Dayanmayan Zayi Belgesinin Geçersiz Olduğu - Mücbir Sebeplerin İsbatı)

MÜCBİR SEBEP (Yangın Nedeniyle Defter ve Belgelerin İncelemeye Sevkedilmemiş Olması - Katma Değer Vergisi İndirimlerinin Reddi Gerektiği - Yangın Sonrası Durumu Açıklamayan Zayi Belgesinin Geçersiz Olduğu)

Özet: Mücbir sebeplerden birinin varlığını hukuken itibar edilebilecek belgelerle ortaya koymadan defter ve belgelerini incelemeye ibraz edemeyen davacının yaptığı katma değer vergisi indirimlerinin, başka belgelerle belgelenmesinin yeterli olmadığı, tarhiyatın kaldırılması yolundaki kararın, 3065 sayılı Yasanın 54. maddesine aykırı düşmektedir.

İstemin Özeti: Yükümlü şirketin defter ve belgelerini incelemeye ibraz etmemesi nedeniyle, katma değer vergisi indirimleri kabul edilmeyerek adına 1995 yılı için kaçakçılık cezalı katma değer vergisi salınmıştır.

Tarhiyata karşı açılan davayı inceleyen İstanbul 6. Vergi Mahkemesi. 6.11.1997 günlü. E:1997/149. K:1997/1171 sayılı kararıyla: davacı şirketin 1993. 1994 ve 1995 yıllarına ilişkin defter ve belgelerinin yandığının ... 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 19.3.1997 günlü kararıyla sabit olduğu, indirim konusu yapılan katma değer vergilerine ilişkin gümrük makbuzlarının ayrı ayrı incelenmesi sonucu dönemler itibariyle yapılan indirimlerin gerçeğe uygun olduğunun anlaşıldığı gerekçesiyle tarhiyatı kaldırmıştır.

Vergi dairesi müdürlüğünün temyiz istemini inceleyen Danıştay Onbirinci Dairesi. 15.10.1998 günlü. E:1998/959, K:1998/3497 sayılı kararıyla; olayda defter ve belgelerin yandığından bahisle incelemeye ibraz edilmemesi nedeniyle resen tarh nedeni bulunduğu, defter ve belgelerin yanmış olmasının ibraz zorunluluğunu ortadan kaldırmayacağı, emtia satın aldığı kişileri bilmek durumunda olan alıcının gerekli girişimleri yaparak alış belgelerinin mevcudiyetini ispat edebileceği, aksi halde indirimin kabul edilmeyeceği, vergi mahkemesince ara kararıyla da bu belgelerin yükümlüden sağlanabileceği, defter ve belgelerinin inceleme elemanınca 13.8.1996 tarihli yazı ile istenmesi üzerine yükümlünün, 22.8.1996 tarihinde defter ve belgelerin zayi olduğuna dair tespit yaptırmak üzere mahkemeye müracaat ettiğinin anlaşıldığı, ibrazı mümkün olmadığı halde, 24.1.1997 tarihli dava dilekçesinde, mahkemece defter ve belgeler istendiğinde ibraz edileceğinin belirtilmesine karşın, mahkemece istendiğinde zayi belgesi ile bir kısım gümrük makbuzları, gümrük giriş beyannameleri ve bu belgelerdeki bilgilerin dökümlerini içeren listenin mahkemeye ibraz edildiği, tüm bu tespitlerden davacı şirketin çelişkili tutumunun vergi incelemesinden kaçınmaya yönelik olduğu, işlemlerinin inandırıcı olmadığı sonucuna varıldığı, tarhiyatı kaldıran mahkeme kararında isabet görülmediği gerekçesiyle kararı bozmuştur.

Bozma kararına uymayan İstanbul 6. Vergi Mahkemesi, 25.1.1999 günlü, E:1999/19, K:1999/62 sayılı kararıyla; davacı şirketin 10.12.1998 tarihli dilekçesinde, dava dilekçesinde ibraz edeceğini bildirdiği defter ve belgelerin kanuni, mühürlü defterler olmayıp, elde mevcut bilgisayar kayıtları, kopya defterler ile gümrükten sağlanan makbuzlar olduğunun belirtildiği, 2577 sayılı Yasanın 20 nci maddesi uyarınca yükümlü şirkete indirim hakkından yararlandığı belgeleri araştırıp tedarik etme fırsatı tanınarak ihtilafın buna göre çözümlendiği gerekçesiyle ilk kararında ısrar etmiştir.

Direnme kararı, vergi dairesi müdürlüğü tarafından temyiz edilmiş, defter ve belgelerini incelemeye ibraz etmeyen davacı adına salınan cezalı vergide yasaya aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek kararın bozulması istenmiştir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Genel Kurulunca, dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

Yükümlü şirketin defter ve belgelerini incelemeye ibraz etmemesi nedeniyle, katma değer vergisi indirimleri kabul edilmeyerek, adına 1995 yılı için salınan kaçakçılık cezalı katma değer vergisini kaldıran vergi mahkemesi ısrar kararı vergi dairesi müdürlüğü tarafından temyiz edilmiştir.

3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 29 uncu maddesinin l/a bendinde, mükelleflerin yaptıkları vergiye tabi işlemleri üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden, kanunda aksine hüküm olmadıkça faaliyetlerine ilişkin olarak kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergisini indirebilecekleri aynı Kanunun 34 üncü maddesinin l inci bendinde yurt içinden sağlanan veya ithal olunan mal ve hizmetlere ait katma değer vergisinin alış faturası veya benzeri vesikalar ve gümrük makbuzu üzerinde ayrıca gösterilmek ve bu vesikalar kanuni defterlere kaydedilmek şartıyla indirilebileceği, 54 üncü maddenin 1 inci fıkrasında da katma değer vergisi mükelleflerinin tutulması mecburi defter kayıtlarını bu verginin hesaplanmasına ve kontrolüne imkan verecek şekilde düzenlemeleri gerektiği kurala bağlanmış, fıkranın devamında, bu kayıtlarda yer alması gereken asgari hususlar dört bent halinde sayılmıştır.

Bu hükümler karşısında, katma değer vergisinin indirim konusu yapılabilmesi için söz konusu verginin fatura ve benzeri belgeler ile gümrük makbuzunda ayrıca gösterilmesi ve bu belgelerin kanuni defterlere kaydedilmiş olması koşullarının bir arada yerine getirilmesi gerekmektedir.

İnceleme elemanınca 1995 yılına ilişkin defter ve belgelerinin 13.8.1996 tarihli yazı ile istenmesi üzerine yükümlü: 22.8.1996 tarihinde mahkemeye müracaat ederek, elektrik tesisatında oluşan kısa devre sonucu yangın çıktığını, yangın ve söndürme çalışmaları sırasında 1993, 1994 ve 1995 yılına ait ticari defterlerin zayi olduğunu ileri sürerek zayi belgesi verilmesini istemiş ve mahkemece davacının isteği doğrultusunda zayi belgesi verilmiştir.

Söz konusu zayi belgesinin: tanık beyanları ve davacı istemi üzerine, yangının tarihi ve ne şekilde oluştuğunu belirten ve yangından sonraki durumu saptayan bir itfaiye yangın raporu aranmaksızın verildiği anlaşılmaktadır. Bu durum, yangının ve sonuçlarının somut olarak saptanmadığını göstermektedir. Vergi Usul Kanununun 13 üncü maddesinde belirtilen mücbir sebeplerden birinin varlığı ve defter ve belgelerin bu sebeple incelemeye ibraz edilemediği belgelenmeksizin yasal defterlerin yandığı yolundaki iddia ve zayi belgesi; mücbir sebep nedeniyle deftere kayıt koşulunun yerine getirilmiş sayılmasına yeterli olmadığından ve olayda 3065 sayılı Yasanın 34 üncü maddesinde öngörülen her iki koşulun da aranması gerektiğinden, tarhiyatın kaldırılması yolundaki kararda hukuka uygunluk görülmemiştir.

Bu nedenlerle temyiz isteminin kabulü ile İstanbul 6. Vergi Mahkemesinin 25.1.1999 günlü, E:1999/19, K:1999/62 sayılı ısrar kararının bozulmasına, yeniden verilecek kararda karşılanacağından yargılama giderleri yönünden hüküm tesisine gerek bulunmadığına, 12.11.1999 gününde oyçokluğu ile karar verildi.

III-SONUÇ

Makalemizin bir ve ikinci bölümlerinde açıklanan bilgiler ışığında;

Mükellefler, muhafaza ve ibraz zorunda oldukları defter ve belgelerin, yangın, sel felaketi, yer sarsıntısı, su basması ve deprem gibi afetler nedeni ile zayi olmaları halinde Türk Ticaret Kanununun 68’nci maddesinin son fıkrası hükmü gereğince 15 gün içerisinde ticari işletmesinin bulunduğu yerin salahiyetli mahkemesine başvurarak kendilerine Zayi Belgesi verilmesini talep etmelidirler. 

Defter ve belgelerin zayi olduklarına dair ispat külfeti mükellefe ait olduğundan ilgili birimlerden alınacak ekspertiz raporu, itfaiye raporu, emniyet raporu veya muhtarlıktan alınacak yazı ve/veya raporlarda bu durumlar tevsik edilerek mahkeme ibraz edilmelidir. Bilinmelidir ki bu raporlar kendi başlarına hüküm ifade etmezler. 

Mahkemeden alınacak zayi belgesi mükellefin 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 359 ve 373’uncu maddeleri gereğince kaçakçılık ve vergi cezalarına muhatap olmaktan kurtaracak ancak ilgili dönemlerde indirime konu belgeleri inceleme elemanı veya gelir idaresine ibraz etme zorunluluğunu ortadan kaldırmayacaktır, 

Deprem, sel felaketi ve Maliye Bakanlığının yangın sebebiyle mücbir sebep ilân ettiği yerlerdeki yangın sonucu zayi olanlar hariç olmak üzere, zayi olan mallara ait katma değer vergisi indirim konusu yapılamayacak ancak gelir veya kurumlar vergisi açısından gider olarak kabul edilecektir.

Yangın, deprem ve su basması gibi afetler yüzünden veyahut bozulmak, çürümek, kırılmak, çatlamak, paslanmak gibi haller neticesinde iktisadi kıymetlerinde önemli bir azalış vaki olan emtia ile maliyetlerin hesaplanması mutad olmayan hurdalar ve döküntüler, üstüpü, deşe ve ıskartalar emsal bedeli ile değerlenecek bu malların değerlerinin takdiri için takdir komisyonuna başvurulacaktır.


[1] Aşağıda yazılı gerçek ve tüzel kişiler bu kanunun esaslarına göre defter tutmaya mecburdurlar (VUK Md.172).
1. Ticaret ve sanat erbabı;
2. Ticaret şirketleri;
3. İktisadi kamu müesseseleri;
4. Dernek ve vakıflara ait iktisadi işletmeler;
5. Serbest meslek erbabı;
6. Çiftçiler.
İktisadi kamu müesseseleriyle dernek ve vakıflara ait iktisadi işletmeler defter tutma bakımından tüccarların tabi oldukları hükümlere tabidirler.
[2] Tacir, Bir ticari işletmeyi,kısmen dahi olsa kendi adına işleten kimseye tacir denir.Bir ticari işletmeyi kurup açtığını, sirküler, gazete, radyo ve sair ilan vasıtalariyle halka bildirmiş veya işletmesini ticaret siciline kaydettirerek keyfiyeti ilan etmiş olan kimse fiilen işletmeye başlamamış olsa bile tacir sayılır (T.K Md.14).
[3] 21.12.1999 tarih ve 23913 Sayılı Resmi Gazete’de yayınlanmıştır.
[4] İspat: Vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyeti esastır. Vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyeti yemin hariç her türlü delille ispatlanabilir. Şu kadar ki, vergiyi doğuran olayla ilgisi tabii ve açık bulunmayan şahit ifadesi ispatlama vasıtası olarak kullanılamaz. İktisadi, ticari ve teknik icaplara uymayan veya olayın özelliğine göre normal ve mutad olmayan bir durumun iddia olunması halinde ispat külfeti bunu iddia eden tarafa aittir (VUK Md.3/B).
[5] ÖZDEMİR, Muharrem. Vergi Denetmeni. Mücbir Sebep Halinin Defter Ve Belge İbraz Yükümlülüğüne Etkisi. Maliye ve Sigorta Yorumları Dergisi. Sayı;448
02.05.2015, 13:15,
#4
RE: Muhasebe defterlerinin kaybolması(zayi) halinde yönetim kurulunca yapılması gereken i
Ankara, 01 Şubat 2005



Rüknettin Kumkale

YMM

ruknettin@kumkale.tr.tc 



DEFTER VE BELGELERİN İBRAZ ZORUNLULUĞU

1. İBRAZ İÇİN SÜRE VERİLMESİ
1.1. Açıklamalar


Vergi Usul Yasasının defter ve vesikaları muhafaza başlıklı 253. maddesine göre, “Vergi Usul Yasası hükümlerine göre defter tutmak mecburiyetinde olanlar, tuttukları defterlerle Vergi Usul Yasasının 227. maddesinden sonra başlayan kısımda belirtilen düzenledikleri vesikaları, ilgili bulundukları yılı takibeden takvim yılından başlayarak beş yıl süre ile muhafaza etmeye mecburdurlar.”



Defter tutmak mecburiyetinde olmayanlar ile ilgili muhafaza ödevi ise Vergi Usul Yasasının 254. maddesinde şu şekilde belirlenmiştir. “Vergi Usul Yasasına göre defter tutmak mecburiyetinde olmayanlar, 232, 234 ve 235’inci maddeler mucibince almaya mecbur oldukları fatura ve gider pusulası ve müstahsil makbuzlarını tarih sırası ile tanzim tarihlerini takip eden takvim yılından başlayarak beş yıl süre ile muhafaza etmeye mecburdurlar”



Vergi Usul Yasasının 256. maddesi ise Defter ve Belgelerle diğer kayıtların ibraz mecburiyetine açıklık getirmiştir. Buna göre, “Defter ve belgelerini muhafaza etmek zorunluluğunda bulunanlar, muhafaza etmek zorunda oldukları her türlü defter, belge ve karneler ile vermek zorunda bulundukları bilgilere ilişkin mikro fiş, mikro film, manyetik teyp, disket ve benzeri ortamlardaki kayıtlarını ve bu kayıtları erişim veya kayıtları okunabilir hale getirmek için gerekli tüm bilgi ve şifreleri muhafaza süresi içerisinde yetkili makam ve memurların talebi üzerine ibraz ve inceleme için arz etmek zorundadırlar. Bu zorunluluk Maliye Bakanlığınca belirlenecek usule uygun olarak tasdike konu hesap ve işlemlerin doğrulanması için gerekli kayıt ve belgelerle sınırlı olmak üzere, bu hesap ve işlemlere doğrudan ya da silsile yoluyla taraf olanlara, defter ve belgelerin tetkiki amacıyla yeminli mali müşavirler tarafından yapılan talepler için de geçerlidir.”



Yukarıda sözü edilen Vergi Usul Yasasındaki hükümlere göre mükellefler muhafaza etmek zorunda bulundukları defter ve belgelerini talep edilmesi halinde yetkili kişilere ibraz etmek mecburiyetinde bulunmaktadırlar.



Mükelleflere defter ve belgelerini ibraz için Vergi Usul Yasasının 14. Maddesindeki “Kanunda açıkça yazılı olmayan hallerde 15 günden aşağı olmamak şartıyla” hükmüne göre en az onbeş günlük süre verilir.



Mükellefin defter ve belgelerini ibraz etmek durumunu engelleyen mücbir bir sebebin varlığı halinde, Vergi Usul Yasasının 15. maddesi hükümlerine göre “mücbir sebep hali ortadan kalkıncaya kadar süreler işlemez”



Mücbir sebepler Vergi Usul Yasasının 13. Maddesinde şu şekilde açıklanmıştır.



“Mücbir sebepler



1. Vergi ödevlerinden herhangi birinin yerine getirilmesine engel olacak derecede ağır kaza, ağır hastalık ve tutukluluk;

2. Vergi ödevlerinin yerine getirilmesine engel olacak, yangın, yer sarsıntısı ve su basması gibi afetler

3. Kişinin iradesi dışında vukua gelen mecburi gaybubetler;

4. Sahibinin iradesi dışındaki sebepler dolayısıyla defter ve vesikalarının elden çıkmış bulunması, gibi hallerdir.”



Ayrıca,



Vergi Usul Yasasının ölüm halinde sürenin uzaması başlıklı 16. maddesindeki “Ölüm dolayısıyla mirasçılara geçen ödevlerin yerine getirilmesinde, bildirme ve beyanname verme sürelerine üç ay eklenir” hükümlere göre ölüm halinde mükelleflerin defter ve belgelerini ibraz süresine üç ay eklenmektedir.



Bunların yanında,



Vergi Usul Yasasının mühlet verme başlıklı 17. maddesine göre, “Zor durumda bulunmaları hasebiyle vergi muamelelerine müteallik ödevleri süresi içinde yerine getiremeyecek olanlara, kanuni sürenin bir katını geçmemek üzere Maliye Bakanlığınca münasip bir mühlet verilir.



Bu mühletin verilebilmesi için;



1. Mühlet isteyen, sürenin bitmesinde evvel yazı ile istemde bulunmalıdır.

2. İstemde gösterilen mazeret, mühlet verecek makam tarafından kabule layık görülmelidir.

3. Mühletin verilmesi halinde verginin alınması tehlikeye girmemelidir”.



Mükellefler yukarıda gösterilen şartlar çerçevesinde Vergi Usul Yasasında belirtilen tutmak zorunda oldukları defterlerini ve gene aynı yasaya göre muhafaza etmek zorunluluğunda bulundukları belgelerini inceleme elemanlarına ibraz zorunda bulunmaktadırlar.



Mükelleflerin bu ibraz zorunluluğunu yerine getirmemeleri halinde karşılaşacakları durumları ile ilgili Danıştay Kararı ve Maliye Bakanlığı Muktezası aşağıya alınmıştır.



1.2. Danıştay ve Yargıtay Kararları


Defter ve Belgelerin istenilmesine ilişkin yazının, şirketin bilinen adresi dışındaki bu adreste ve şirketle ilgisi bulunmayan bir şahsa tebliği halinde tebligat bir hüküm ifade etmez. (Danıştay 4. D., 20.04.1994, E: 1994/2146, K: 1994/4257) [1]



- - · - -

Defter ve Belgelerin incelenmesine ilişkin tebligatın usulüne uygun olarak yapılması gerekir. Tebliğ alındığında, tebliğin kime yapıldığının belirtilmemesi ve mükellefe yakınlık derecesinin de yazılmaması ayrıca imzanın çıplak gözle dahi mükellefin imzasına benzemediğinin fark edilmesi halinde, defter ve belge isteme yazısının usulüne uygun şekilde tebliğ edildiğinden söz edilmez. (Danıştay 11. D., 14.12.1995, E: 1995/2761, K: 1995/3802) [2]

- - · - -

Defter ve Belgelerini takdir komisyonuna ve Vergi Mahkemesine ibraz etmeyen mükellef, şirketin matraha yönelik iddialarını ispatlayamadığından tarhiyatın tasdiki yerindedir. (Danıştay 7. D., 14.12.1995, E: 1994/5069, K: 1995/5219) [3]

- - · - -

İncelemeye ibraz edilmeyen defter ve belgelerin daha sonra Vergi Mahkemesine ibraz edilerek ispat unsuru olarak kullanılması kanuna uygun değildir. (Danıştay 3. D., 15.05.1996, E: 1995/1498, K: 1996/1777) [4]

- - · - -

İşini terk ettiğini ve defterinin kaybolması nedeniyle ibraz etmediğine ilişkin savunması dikkate alındığında, 213. sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 139. maddesine uygun tebligat aranmaz. (Yargıtay 9. CD., 30.05.1996, E: 1995/4318, K: 1996/3231) [5]

- - · - -

Defter ve belge ibrazı istemini yerine getirmeyen ve bu nedenle uyguladığı Katma Değer Vergisi indirimleri kabul edilmeyen yükümlü adına uygulanan tarhiyatın hukuka uygunluğunun ancak defter ve belgeler incelenerek saptanabilir. (Vergi Dava D., 14.06.1996, E: 1995/18, K: 1996/269) [6]

- - · - -

Mükellefin terk ettiğini bildirdiği şube adresinde tebligat yapılmaması sonucu defter ve belgelerin ibraz edilmemesi re'sen takdir nedeni olamaz. (Danıştay 4. D., 19.12.1996, E: 1995/6070, K: 1996/5723) [7]

- - · - -

Defter ve belgelerin incelemeye ibraz edilmediği durumlarda, Vergi Mahkemesince mükellefin defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak KDV. indirimleri kabul edilir. (Danıştay 11. D., 04.02.1997, E: 1996/3998, K: 1997/468) [8]

- - · - -

Defter ve belgeler vergi incelemesi için şifahi olarak istenemez. Mükellefe 15 günden az olmamak üzere yazılı süre verilir. Ayrıcı vergi incelemesinin de işyerinde yapılması gerekir. (Danıştay 11. D., 19.03.1997, E: 1996/381, K: 1997/1042) [9]

- - · - -

Defter ve belgelerin, vergi incelemesi yapmaya yetkili olanlara ibraz edilmemesi re'sen takdir sebebidir. Ancak yazının, mükellef ile ticari ve hukuki yönden bir bağı olmayan kişilere tebliğ edilmesi halinde, re'sen takdiri gerektiren koşullar gerçekleşmemiş sayılır. (Danıştay 4. D., 12.05.1999, E: 1998/1650, K: 1999/1967) [10]

- - · - -

Yetkili matbaalarca bastırılan ve muhafazası mecburi faturaların muhafaza süresi içinde incelemeye yetkili elemana ibraz edilmemesi halinde re’sen takdir sebebinin varlığının kabulü gerektiği, ancak bu hususun faturaların tamamını kullandığına karine teşkil etmemesi yanında gelişi güzel matrah taktirine cevap vermez.[11] (Danıştay 7. D., 15.11.1993, 1990/2282, 1993/4709)

- - · - -

Defter ve belgelerin ibrazı için 15 günden aşağı süre verilmez. [12] (Danıştay 9. D., 29.12.1993, E:1992/5672, K:1993/5499)

- - · - -

Defter ve belgelerin mücbir sebeple de olsa inceleme elemanına ibraz edilmemesi, re’sen takdir sebebi ise de davacının beyan ettiği kazançtan daha fazla kazanç elde ettiği somut olarak kanıtlanmadan, varsayımlara dayanılarak matrah takdir edilemez. [13] (Danıştay 3. D., 09.03.1994, 1993/966, 1994/810)

- - · - -

Vergi mahkemelerince ara kararı ile getirtilen defter ve belgeler üzerinde yapılan inceleme sonucunda düzenlenen bilirkişi raporunun, yasal defterlerin süresi içerisinde tasdik ettirildiği, herhangi bir silinti ve kazıntı bulunmadığı, Katma Değer Vergilerinin de geçerli faturalara dayalı olarak yasal defterlere kaydedildiği ve verilen beyannamelerinde kayıtlara uygun olduğunun görülmesi halinde inceleme elemanınca, defter ve belgelerin ibraz edilmediği gerekçesi ile re’sen salınan vergi ve kesilen cezaların tamamı kaldırılır. [14] (Danıştay 9. D., 13.11.1995, 1995/3521, 1995/3074)

- - · - -

Defter ve belgelerini incelemeye ibraz etmeyen mükellefin bir önceki yıl faaliyeti gözönünde bulundurularak, bulunan re’sen tarhiyat yerindedir. [15] (Danıştay 4. D., 30.11.1995, 1994/5236, 1995/4919)

- - · - -

İncelemeye ibraz edilmeyen faturaların kaybolduğu, bu durumun mücbir sebep olduğu iddiası kanıtlanamadığından, yasal defterlere kaydedilen faturaların hasılatı toplamından bir adet faturaya isabet eden fatura bedeli dikkate alınarak matrah tespiti yerindedir. [16] (Danıştay 4. D., 06.11.1996, 1995/4816, 1996/3975)

- - · - -

Fatura cildindeki bir kısım faturanın ibraz edilmemesi, bunların başka şekilde kullanıldığı yolunda bir karara varmak için yeterli olmadığından, matrah taktir edilmesi yerinde değildir .[17] (Danıştay 4. D., 13.11.1996, E:1995/5155, 1996/4130)

- - · - -

İbraz edilmeyen faturaların anılan dönemin Aralık ayında kullanıldığı farz edilerek tarhiyat yapılamaz. [18] (Danıştay 11. D., 13.11.1996, 1995/4281, 1996/4166)

- - · - -

İnceleme elemanınca, mükellefe defter ve belgelerini ibraz etmesi için en az 15 gün süre verilmesi gerekir. 15 günlük süre beklenilmeden incelemenin sonuçlandırılması yoluna gidilemez. Bu uygulamada re’sen tarh yoluna gidilmesi halinde de, takdir nedeninin olduğu kabul edilemez.[19] (Danıştay 9. D., 27.11.1997, 1996/5259, 1997/3924)

- - · - -

Hiçbir mücbir sebep bulunmaksızın defter ve belgelerini incelemeye ibraz etmeyen yükümlünün, daha sonra dava aşamasında mahkemeye ibraz ettiği emtia alış faturalarında saptanan Katma Değer Vergisi indirimleri kabul edilemez. [20] (Danıştay 9. D., 18.12.1997, 1996/6447, 1997/4277)

- - · - -

Defter belge isteme yazısının usulüne uygun tebliğ edilmemesi halinde re’sen takdir nedeninin varlığından söz edilemez. [21] (Danıştay 4. D., 12.04.2000, E:1999/3973, K:2000/1473)

2. ZAYİ BELGESİ ALINMASI
Vergi Usul Yasası hükümlerine göre tutulması ve muhafaza edilmesi zorunlu bulunan defter ve belgelerin zayi olması (kaybolması) durumunda, mükellefler bu defter ve belgelerini yetkililere ibraz edemeyeceklerdir. Bu durumda herhangi bir cezaî durumla veya yaptırımla karşılaşmamaları için mükelleflerin Türk Ticaret Yasasının saklama müddeti başlıklı 68. maddesinin son fıkrasındaki hükümler çerçevesinde ilgili mahkemeye müracaat ederek, defter ve belgelerinin kaybı ile ilgili bir belge almaları gerekmektedir.



Türk Ticaret Yasasının 68. maddesinin son fıkrası,



“Bir tacirin saklamakla mükellef olduğu defter ve kayıtlar, yangın, su baskını veya yer sarsıntısı gibi bir afet sebebiyle ve kanuni müddet içinde ziyaa uğrarsa tacir ziyaı öğrendiği tarihten itibaren onbeş gün içinde ticari işletmesinin bulunduğu yerin selahiyeti mahkemesinden kendisine bir vesika verilmesini isteyebilir. Mahkeme lüzumlu gördüğü delillerin toplanmasını emredebilir. Böyle bir vesika almamış olan tacir defterlerini ibrazdan kaçınmış sayılır”



hükmünü taşımaktadır.



Türk Ticaret Yasasının yukarıya çıkarılan 68. maddesinin son fıkrasına göre vergi mükellefleri saklamak zorunda oldukları defter ve belgelerini yangın, su baskını veya yer sarsıntısı gibi bir afet sebebiyle kaybettikleri takdirde, ticari işletmelerinin bulunduğu yerin yetkili mahkemesinden zayi belgesi talebinde bulunmaları gerekmektedir.



Zayi belgesinin alınmaması halinde vergi mükellefleri kaybettikleri defter ve belgelerini yetkili makamlara ibraz edememe durumu ile karşılaşacaklar ve sonuçta yasalar karşısında ibrazdan kaçınmış duruma düşeceklerdir.

2.1. Kararlar
Anlaşmalı matbaaya bastırılan beş cilt perakende satış fişinin kaybedilmesi ve bunun da vergi dairesine bildirilmesi halinde, söz konusu fişlerin kullanıldığı hakkında vergi dairesince somut bir tesbit yapılmadan, matrah takdiri yoluna gidilemez. (Danıştay 4. D., 22.10.1987, E: 1996/4408, K: 1997/3671) [22]

- - · - -

Çalınan defterlerin ve belgelerin bulunması yargılanmanın yenilenmesi nedenidir. İncelemeye ibraz edilmeyen defterlerin yargı aşamasında bulunması halinde, bu defter ve belgelere göre bilirkişi incelemesi yaptırılarak, sonucuna göre işlem yapılır. (Danıştay 11. D., 07.10.1996, E: 1996/4656, K: 1996/3383) [23]

- - · - -

Defter ve belgelerin su basması sonucu zayi olması nedeniyle olayın takdir komisyonuna intikal ettirilmesi yerinde bir uygulamadır. Ancak Takdir Komisyonunca, hiçbir araştırma ve inceleme yapılmadan matrah takdir edilmesi hatalıdır. (Danıştay 4. D., 15.11.1996, E: 1995/5696, K: 1996/4241) [24]

- - · - -

İncelemeye ibraz edilmeyen defter ve belgelerin, yangın sonucu zayi olduğunun mahkemece tesbit edildiği durumlarda, idarece, mükellefin beyanı dışında bir gelir elde ettiği yönünde bir saptama olmadan, takdir komisyonunca varsayıma dayalı olarak matrah farkı takdir olunamaz. (Danıştay 11. D., 07.05.1997, 1996/4438, 1997/1576) [25]

- - · - -

Maliye Bakanlığı Özelgesi



Tarih: 07.09.1998

Sayı: B.07.0.GEL.0.65/6530-115/31775

İşyerinde çıkan yangın sonucu, ödeme kaydedici cihazın kullanma olanağının ortadan kalkması mücbir sebep hali olarak kabul edilir. Bu durumda Vergi Usul Kanununun 14. maddesine istinaden, yeniden ödeme kaydedici cihaz temini için 15 günlük süre verilmesi gerekir.[26]

- - · - -

Tacir, defterin kaybını öğrendiği tarihten başlayarak onbeş gün içinde ticari işletmesinin bulunduğu yer yetkili mahkemesinde buna ilişkin belge verilmesini isteyebilir ve bu süre hak düşürücü süredir. [27] (Y. 11. HD. 01.07.1976, E:1976/3359, K:1976/3513)



- - · - -

Davacılar sadece ticari defterlerin hırsızlık suretiyle özel arabalarından alındığını iddia etmiş olup bunun “zayi belgesi” verilmesine ilişkin TTK. m.68/f-4’de sözü edilen “afet hallerinde” kabul edilmesi olanaksızdır. [28] (Y. 11. HD. 14.12.1981, E:1981/3656, K:1981/5491)

- - · - -

Ticari defterler, notere tasdik ettirilmemiş ise, bu defterler için zayi belgesi 

istenemez. (Y. 11. HD. 09.06.1997, E:1997/4020, K:1997/4349)[29]

3. İBRAZ ZORUNLULUĞUNUN YERİNE GETİRİLMEMESİ
Mükellefler Vergi Usul Yasasına göre tutmak ve muhafaza etmek zorunluluğunda bulundukları defter ve belgelerini talep edilmesine karşın kendilerine verilen süre içinde denetim için ibraz etmemeleri halinde karşılaşacakları durumlar Vergi Usul Yasası ile sair mevzuatta belirtilmiştir.

3.1. Re’sen Vergi Tarhı
Vergi Usul Yasasının Re’sen Vergi Tarhı başlıklı 30. maddesinin 2. bendinin 3. fıkrasındaki hükümlerine göre “Vergi Usul Yasasına göre tutulması mecburi olan defterlerin hepsi veya bir kısmı tutulmamış veya tasdik ettirilmemiş olursa veya vergi incelemesi yapmaya yetkili olanlara herhangi bir sebeple ibraz edilmezse” vergi matrahının tamamen veya kısmen defter, kayıt ve belgelere veya yasal ölçülere dayanılarak tespitinin mümkün olmadığı kabul edilerek re’sen vergi tarhı yoluna gidilir.



Burada ibraz, Vergi incelemesi yapmaya yetkili olanlara yapılması gerekmektedir. Vergi incelemesi yapmaya yetkili olanlar Vergi Usul Yasasının 135. maddesinde şu şekilde belirtilmiştir.



“Vergi incelemesi; hesap uzmanları, hesap uzman yardımcıları, ilin en büyük mal memuru, vergi denetmenleri, vergi denetmen yardımcıları veya vergi dairesi müdürleri tarafından yapılır.



Maliye Müfettişleri, Maliye Müfettiş muavinleri, gelirler kontrolörleri ve stajyer gelirler kontrolörleri, gelirler genel müdürlüğünün merkez ve taşra teşkiletında müdür kadrolarında görev yapanlar, her hal ve takdirde vergi inceleme yetkisine haizdir”.



3.2. Yargı Kararları
İnceleme elemanınca defter ve belgelerin usule aykırılığı yolunda bir tesbit yapılmadan, sadece ortaklardan birinden alınan bilgilerin değerlendirilmesiyle yapılan randıman incelemesinden elde edilen sonuca göre defter ve belgelerin vergi incelemesi için yeterli olmadığı sonucuna varılmaz. (Danıştay 4. D., 11.04.1994, E: 1993/3827, K: 1994/2181) [30]

- - · - -

Defter ve belgelerin sağlıklı bir vergi incelemesine elverişli olmadığı yönünde bir tesbit bulunmadan re'sen takdir yoluna gidilemez. (Danıştay 4. D., 02.10.1995, E: 1995/1050, K: 1995/3782) [31]

- - · - -

Defter ve belgeleri mahkemece incelenen ve hiçbir faaliyette bulunmadığı anlaşılan mükellefe yapılan tarhiyat yerinde değildir. (Danıştay 4. D., 25.06.1996, E: 1995/2214, K: 1996/2829) [32]

- - · - -

Takdir edilen matrahın defter ve belgelerine uygun olup olmadığının araştırılması bakımından ilgili yıla ait defter ve belgelerin getirtilerek incelenmesi, gerekirse bilirkişi incelmesi yaptırılması, ibraz edilmemesi halinde de davanın reddi gerekirken, eksik incelemeye dayalı olarak verilen Vergi Mahkemesi Kararında isabet görülmemiştir. (Danıştay 11. D., 04.12.1996, E: 1995/4172, K: 1996/4432) [33]

- - · - -

Mahkemece defter ve belgeleri incelenen şirketin defterlerinde sadece açılış ve kapanış bilançolarının bulunduğunun tesbit edildiğinden ve başkaca hiçbir faaliyetine rastlanmadığından tarhiyatın terkini gerekir. (Danıştay 4. D., 14.12.1996, E: 1994/5736, K: 1996/5044) [34]

- - · - -

Defter ve belgelerin, mahkemece alıkonulması mücbir sebep sayılır. (Danıştay 4. D., 06.10.1998, E: 1997/3302, K: 1998/3458) [35]

3.3. Özel Usulsüzlük Cezasının Tatbiki
Vergi Usul Yasasının “bilgi vermekten çekinenler ile 256, 257 ve mükerrer 257. madde hükmüne uymayanlar için ceza” başlıklı mükerrer 355 madde hükümlerine göre; Vergi Usul Yasasına göre tutmak ve muhafaza etmek zorunluluğunda bulundukları defter ve belgelerini Vergi Usul Yasasının 135. maddesinde gösterilen incelemeye yetkili makam ve elemanlara gösterdikleri süreler içinde ibraz etmeyen mükelleflere özel usulsüzlük cezası kesilir.

3.4. Vergi Ziyaı Cezası
Mükelleflerin Vergi Usul Yasasına göre tutmak ve muhafaza etmek zorunda oldukları defter ve belgelerini gene Vergi Usul Yasasının 135. maddesinde gösterilen incelemeye yetkili makam ve elemanlara gösterdikleri süreler içinde ibraz etmemelerinden dolayı Vergi Usul Yasasının 341. maddesinde gösterildiği şekilde vergi ziyaı’nın oluşması halinde, Vergi Usul Yasasının Vergi Ziyaı suçu ve cezası başlıklı 344. maddesine göre vergi ziyaı cezası uygulanır. 

3.5. Gecikme Faizi
Tarh edilecek vergilerin Vergi Usul Yasasının “Özel Ödeme Zamanları” başlıklı 112. maddesinde gösterilen zamanlara göre ödenmesi durumları çerçevesinde tarh edilen vergiler için mükellefler gecikme cezası ödeme ile karşılaşabileceklerdir.

3.6. Cumhuriyet Savcılıklarına Bildirim
Vergi Usul Yasasının 359. maddesi hürriyeti bağlayıcı ceza ile cezalandırılacak suçları açıklamaktadır. Bu madde hükümlerine göre defter ve belgelerin ibrazı çerçevesinde, Vergi Usul Yasası hükümlerine göre tutmak ve muhafaza etmek yükümlülüğünde bulundukları defterler ve belgelerini ibraz yükümlülüğünü yerine getirmeyen mükellefler hakkında Vergi Usul Yasasının 359. maddesindeki hürriyeti bağlayıcı cezaların uygulanabilmesi açısından cumhuriyet savcılıklarına duyuruda bulunulur.

3.7. Katma Değer Vergisi Açısından Karşılaşılacak Durum
Mükellefler, Vergi Usul Yasası hükümlerine göre tutmak ve muhafaza etmek zorunluluğunda bulundukları defter ve belgelerini yasal olarak denetlemeye yetkili bulunan ve Vergi Usul Yasasının 135. maddesinde belirtilen makamlara ibraz etmemeleri durumunda Katma Değer Vergisi açısından aşağıda gösterilen iki durumdan biri ile karşılaşabilirler.



a. Her bir vergilendirme dönemi için ayrı ayrı olmak üzere matrah takdiri yoluyla tarhiyat yapılması durumu ile karşılaşabilirler.



b. Vergi dairesine vermiş oldukları Katma Değer Vergisi Beyannamelerinde gösterdikleri indirimler kabul edilmeyerek yapılacak vergi tarhıyla karşılaşabilirler.





--------------------------------------------------------------------------------

[1] Şükrü Kızılot, Danıştay Kararları Cilt 3, S: 822, Yaklaşım Yayınları, Ankara.

[2] Şükrü Kızılot, Danıştay Kararları Cilt 3, S: 832, Yaklaşım Yayınları, Ankara.

[3] Şükrü Kızılot, Danıştay Kararları Cilt 4, S: 831, Yaklaşım Yayınları, Ankara.

[4] Şükrü Kızılot, Danıştay Kararları Cilt 4, S: 838, Yaklaşım Yayınları, Ankara.

[5] Şükrü Kızılot, Danıştay Kararları Cilt 4, S: 929, Yaklaşım Yayınları, Ankara.

[6] Şükrü Kızılot, Danıştay Kararları Cilt 4, S: 567, Yaklaşım Yayınları, Ankara.

[7] Şükrü Kızılot, Danıştay Kararları Cilt 4, S: 843, Yaklaşım Yayınları, Ankara.

[8] Şükrü Kızılot, Danıştay Kararları Cilt 4, S: 1501, Yaklaşım Yayınları, Ankara.

[9] Şükrü Kızılot, Danıştay Kararları Cilt 4, S: 928, Yaklaşım Yayınları, Ankara.

[10] Şükrü Kızılot, Danıştay Kararları Cilt 5, S: 715, Yaklaşım Yayınları, Ankara.

[11] Şükrü Kızılot, Danıştay Kararları Cilt 3, S: 783, Yaklaşım Yayınları, Ankara.

[12] Şükrü Kızılot, Danıştay Kararları Cilt 3, S: 676, Yaklaşım Yayınları, Ankara.

[13] Şükrü Kızılot, Danıştay Kararları Cilt 3, S: 774, Yaklaşım Yayınları, Ankara.

[14] Şükrü Kızılot, Danıştay Kararları Cilt 3, S: 708, Yaklaşım Yayınları, Ankara.

[15] Şükrü Kızılot, Danıştay Kararları Cilt 3, S: 697, Yaklaşım Yayınları, Ankara.

[16] Şükrü Kızılot, Danıştay Kararları Cilt 4, S: 749, Yaklaşım Yayınları, Ankara.

[17] Şükrü Kızılot, Danıştay Kararları Cilt 4, S: 745, Yaklaşım Yayınları, Ankara.

[18] Şükrü Kızılot, Danıştay Kararları Cilt 4, S: 971, Yaklaşım Yayınları, Ankara.

[19] Şükrü Kızılot, Danıştay Kararları Cilt 5, S: 591, Yaklaşım Yayınları, Ankara.

[20] Şükrü Kızılot, Danıştay Kararları Cilt 5, S: 582, Yaklaşım Yayınları, Ankara.

[21] Şükrü Kızılot, Danıştay Kararları Cilt 6, S: 802, Yaklaşım Yayınları, Ankara.

[22] Şükrü Kızılot, Danıştay Kararları Cilt 4, S: 683, Yaklaşım Yayınları, Ankara.

[23] Şükrü Kızılot, Danıştay Kararları Cilt 4, S: 661, Yaklaşım Yayınları, Ankara.

[24] Şükrü Kızılot, Danıştay Kararları Cilt 4, S: 660, Yaklaşım Yayınları, Ankara.

[25] Şükrü Kızılot, Danıştay Kararları Cilt 4, S: 697, Yaklaşım Yayınları, Ankara.

[26] Şükrü Kızılot, Danıştay Kararları Cilt 5, S: 590, Yaklaşım Yayınları, Ankara.

[27] Yargıtay Kararları Dergisi Cilt 4, Sayı 7/1152

[28] Yargıtay Kararları Dergisi Cilt 8, Sayı 2/214

[29] Yargıtay Kararları Dergisi, Cilt: 23, Sayı: 9/1433

[30] Şükrü Kızılot, Danıştay Kararları Cilt 3, S: 578, Yaklaşım Yayınları, Ankara.

[31] Şükrü Kızılot, Danıştay Kararları Cilt 3, S: 717, Yaklaşım Yayınları, Ankara.

[32] Şükrü Kızılot, Danıştay Kararları Cilt 4, S: 763, Yaklaşım Yayınları, Ankara.

[33] Şükrü Kızılot, Danıştay Kararları Cilt 4, S: 724, Yaklaşım Yayınları, Ankara.

[34] Şükrü Kızılot, Danıştay Kararları Cilt 4, S: 722, Yaklaşım Yayınları, Ankara.

[35] Şükrü Kızılot, Danıştay Kararları Cilt 5, S: 580, Yaklaşım Yayınları, Ankara.  
 
02.05.2015, 13:23,
#5
RE: Muhasebe defterlerinin kaybolması(zayi) halinde yönetim kurulunca yapılması gereken i
TİCARET MAHKEMESİNE MÜRACAAT DİLEKÇE ÖRNEĞİ





BAKIRKÖY ( ) ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
SAYIN BAŞKANLIĞI’NA

DAVACI.................: Ad Soyad-T.C.Kimlik No
Adres:

DAVALI.................: Hasımsız

KONU.....................: Zayi belgesi verilmesi talebinden ibarettir.

AÇIKLAMALAR………:Tarafıma ait ................................................. adresindeki
................................. isimli, .....................ticaret sicil nolu ticari işletmem,
07.09.2009- 08.09.2009 tarihlerinde yaşanan sel felaketi nedeniyle oluşan su baskınları
nedeniyle tamamen sular altında kalmıştır. Yüzyılın en büyük sel felaketi olarak
adlandırılan bu afet nedeniyle yaşanan su baskınları yüzünden ticari işletmem büyük bir
zarar görmüş bulunmaktadır.


Ticari işletmemde bulunan tüm ticari defterlerim, faturalarım, vergiye esas belgelerim ve
sair her türlü belge ve evraklarım, sel ve su baskını nedeniyle zayi olduğundan, 6102 sayılı TKK
madde 82 fıkra son uyarınca Sayın Mahkemenizden, 2009 yılı ve geçmiş yıllara ait tüm
defter, fatura ve sair belgelerimin zayi olduğuna dair tarafıma zayi belgesi verilmesini
talep etme zarureti hasıl olmuştur.

HUKUKİ SEBEPLER: TTK.md.82 ve sair mevzuat hükümleri.

HUKUKİ DELİLLER : Kanuni ve takdiri her türlü delail.

SONUÇ VE İSTEM : Yukarıda arz ve izah olunan sebeplerden ötürü; 2009 yılı ve geçmiş
yıllara ait tüm defter, fatura ve sair belgelerimin zayi olduğuna dair tarafıma zayi belgesi
verilmesi ile gereğini saygılarımla arz ve talep ederim.


Tarih
Davacı Ad-Soyad
İmza

-- 
Bu bülten Yıldırım Ercan grup yöneticisi tarafından "Muhasebe ve Mevzuat" grubu için yazıldı.
27.07.2019, 08:37,
#6
RE: Muhasebe defterlerinin kaybolması(zayi) halinde yönetim kurulunca yapılması gereken i
Vergi İncelemesi Sırasında İbraz Edilmeyen Defter ve Belgelerde Yer Alan KDV’nin İndirim Konusu Yapılıp Yapılamayacağına İlişkin Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulu Kararı.

Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulu, vergi incelemesi sırasında ibraz edilmeyen defter ve belgelerde yer alan KDV’nin indirim konusu yapılıp yapılamayacağına ilişkin olarak E: 2013/3, K: 2019/1 Kararında,

- Mücbir sebebin varlığı halinde; defter ve belgelerin mücbir sebep dolayısıyla ibraz edilmemesinin re'sen tarh nedeni olduğu, ispat külfeti açısından ise, içtihatların; mücbir sebebin varlığı halinde mükelleflerin ibraz ödevini yerine getirmelerinin beklenemeyeceği ve indirim konusu yapılan vergilerin, alış belgelerinde ayrıca gösterilmiş olmasını ispatlama yükümlülüğünün de bulunmadığı

- Mücbir sebep olmaksızın defter ve belgelerini, incelemeye yetkili olan inceleme elemanlarına ibraz etmeyen katma değer vergisi mükellefleri adına yapılan cezalı tarhiyatlara karşı açılan

davalarda; davacılar tarafından, vergilendirme dönemine ilişkin yasal defterler ve belgelerin mahkemeye sunulabileceğinin ileri sürülmesi halinde, bu defter ve belgeler davacıdan istenilip, defterlerdeki kayıtlar incelenip, bu kayıt ve belgeler hakkında davanın diğer tarafı olan vergi idaresinin görüşü ve sap tamaları da alınarak yapılacak hukuki değerlendirmeye göre karar verilmesi gerektiği yönünde karar verdi.

2575 sayılı Danıştay Kanunu’nun 40’ncı maddesine göre İçtihadı Birleştirme Kurulu Kararlarına, Danıştay daire ve kurulları ile idari mahkemeler ve idare uymak zorundadır.

25.07.2019/136-2
25 Temmuz 2019 tarihli ve 30842 Sayılı Resmi Gazete yayımlanan Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulu, E: 2013/3, K: 2019/1 Kararında,

— Mücbir sebebin varlığı halinde; defter ve belgelerin mücbir sebep dolayısıyla ibraz edilmemesinin re'sen tarh nedeni olduğu, ispat külfeti açısından ise, içtihatların; mücbir sebebin varlığı halinde mükelleflerin ibraz ödevini yerine getirmelerinin beklenemeyeceği ve indirim konusu yapılan vergilerin, alış belgelerinde ayrıca gösterilmiş olmasını ispatlama yükümlülüğünün de bulunmadığı,

Kurul, Kararını aşağıdaki gerekçeye dayanıyor.

— Mücbir sebep olmaksızın defter ve belgelerini, incelemeye yetkili olan inceleme elemanlarına ibraz etmeyen katma değer vergisi mükellefleri adına yapılan cezalı tarhiyatlara karşı açılan davalarda; davacılar tarafından, vergilendirme dönemine ilişkin yasal defterler ve belgelerin mahkemeye sunulabileceğinin ileri sürülmesi halinde, bu defter ve belgeler davacıdan istenilip, defterlerdeki kayıtlar incelenip, bu kayıt ve belgeler hakkında davanın diğer tarafı olan vergi idaresinin görüşü ve saptamaları da alınarak yapılacak hukuki değerlendirmeye göre karar verilmesi gerektiği yönünde karar verdi.

I-) MÜCBİR SEBEP NEDENİYLE DEFTER VE BELGELERİN İNCELEMEYE İBRAZ EDİLEMEMESİ
Mücbir sebebin varlığı halinde;

1. Defter ve belgelerin mücbir sebep dolayısıyla ibraz edilmemesinin re'sen tarh nedeni olduğuna oyçokluğuyla.

2. İspat külfeti açısından ise, içtihatların; mücbir sebebin varlığı halinde mükelleflerin ibraz ödevini yerine getirmelerinin beklenemeyeceği ve indirim konusu yapılan vergilerin, alış belgelerinde ayrıca gösterilmiş olmasını ispatlama yükümlülüğünün de bulunmadığı yolundaki Vergi Dava Daireleri Kurulunun





13.12.2017 tarih ve E:2017/428, K:2017/636 sayılı kararı doğrultusunda birleştirilmesine l 1. 12.2018 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

Vergi Dava Daireleri Kurulunun 13.12.2017 tarih ve E:2017/428, K:2017/636 sayılı kararı aşağıdaki gibidir.

"Davacı şirketin arşiv olarak kullandığı binanın su basması nedeniyle, defter ve belgelerinin okunamaz ve kullanılamaz durumda olduğu, gerek Jandarma Karakol Komutanlığı, Zabıta Amirliği ve itfaiye Müdürlüğü tarafından düzenlenen tutanaklarla, gerek Sarıyer 2. Asliye Hukuk Mahkemesince yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen raporla ortaya konularak, 213 sayılı Kanun'un 13.maddesi uyarınca mücbir sebep halının varlığının ispatlandığı sonucuna ulaşılmıştır.

Bu durumda davacıdan, defter ve belgelerini ibraz ederek alış belgelerini defterlerine kaydettiğini belgelemesi beklenemeyeceği gibi katma değer vergisi

indirimleri kabul edilmeyen davacının, indirim uygulama koşullarından ikincisi olan, indirim konusu yapılan vergilerin alış belgelerinde ayrıca gösterilmiş olmasını kanıtlama yükümlülüğü de bulunmadığından, ibraz ödevinin yerine getirilmediği gerekçesiyle yapılan tarhiyata karşı açılan davayı reddeden Vergi Mahkemesi kararı bozulmuştur”

II-) MÜCBİR SEBEP OLMAKSIZIN DEFTER VE BELGELERİN İNCELEMEYE İBRAZ EDİLMEMESİ
Mücbir sebep olmaksızın defter ve belgelerini, incelemeye yetkili olan inceleme elemanlarına ibraz etmeyen katına değer vergisi mükellefleri adına yapılan cezalı tarhiyatlara karşı açılan davalarda; davacılar tarafından, vergilendirme dönemine ilişkin yasal defterler ve belgelerin mahkemeye sunulabileceğinin ileri sürülmesi halinde, bu defter ve belgeler davacıdan istenilip, defterlerdeki kayıtlar incelenip, bu kayıt ve belgeler hakkında davanın diğer tarafı olan vergi idaresinin görüşü ve saplamaları da alınarak yapılacak hukuki değerlendirmeye göre karar verilmesi gerektiği sonucuna ulaşıldığı, bu konuda oluşan içtihat aykırılığının, Vergi Dava Daireleri Kurulunun 13.12.2017 tarih ve E:2017/627, K:2017/623 sayılı kararı doğrul tusunda birleştirilmesi gerektiği, 12.12.2018

25.07.2019/136-4 tarihli birinci toplantıda karar yeter sayısı sağlanamadığından 08.02.2019 tarihli ikinci toplantıda mevcudun oyçokluğuyla karar verildi belirtildi.

Vergi Dava Daireleri Kurulunun 13.12.2017 tarih ve E:2017/627, K:2017/623 sayılı kararı özetle aşağıdaki gibidir.

"İncelenen bu davanın çözümü, davacı tarafın davasına kanıt olmak üzere ilk derece yargı yerine sunabileceğini bildirdiği ancak, daha önce vergi idaresine ibraz edilmemiş defter ve belgelerin gerçekten yapılmış bir teslime dayanıp dayanmadığının ortaya konulmasına bağlı olup, vergi idaresinin, ancak yargılama sırasında ulaşabildiği bu defter ve belgeler üzerinde, gerek biçimsel yönden, gerekse belgelerin temsil ettiği hukuki muamelelerin gerçekliği konusundaki saptamaları, Vergi Usul Kanunu'nun kendisine tanıdığı yetki ve tekniklere göre yapacağında kuşku yoktur.

Bu durumda, vergi mahkemesince, davacının, dava dilekçesinde ibraz edebileceğini belirttiği defter ve belgeleri istenerek, ibraz edilecek belgelerden vergi idaresi de haberdar edilerek, vergilendirmenin konusunu oluşturan katma değer vergisi indiriminin dayandığı faturalarda bu verginin ayrıca gösterilip gösterilmediği, belgelerin yasal defterlere usulüne göre kaydedilip edilmediği ve temsil ettiği hukuki muamelenin gerçek olup olmadığına ilişkin herhangi bir saptama yapılmadan verilen ısrar kararında hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle Vergi Mahkemesi kararı bozulmuştur.”

Bilindiği üzere, 2575 sayılı Danıştay Kanunu’nun 40’ncı maddesine göre İçtihadı Birleştirme Kurulu Kararlarına, Danıştay daire ve kurulları ile idari mahkemeler ve idare uymak zorundadır.

Saygılarımızla...

TÜRMOB

(26.07.2019)


Konu ile Alakalı Benzer Konular
Konular Yazar Yorumlar Okunma Son Yorum
  Nevi Değişikliğinde Takip Edilmesi Gereken İşlemler Ahmet Barlak 4 16,555 26.02.2024, 12:21
Son Yorum: Ahmet Barlak
  BİNEK ARAÇ GİDERİ TEVKİFATLI FATURA GİDER KISITLAMASI MUHASEBE KAYDI Ahmet Barlak 0 1,431 26.09.2022, 08:45
Son Yorum: Ahmet Barlak
  E-defterlerin bozulması kaybolması Ahmet Barlak 0 1,716 15.01.2022, 00:59
Son Yorum: Ahmet Barlak
  Kira sözleşmesinin onaylı örneğinin yalnızca noterden mi yapılması gerektiği Ahmet Barlak 0 2,116 23.11.2021, 22:36
Son Yorum: Ahmet Barlak
  APHB/MUHSGK’NIN SÜRESİ DIŞINDA VERİLMESİ HALİNDE YAPILMASI Ahmet Barlak 0 2,453 05.09.2021, 11:17
Son Yorum: Ahmet Barlak

Hızlı Menü:


Şu anda bu konuyu okuyanlar: 1 Ziyaretçi