ARABULUCULUK SÖZLEŞMESİ -MAHKEME KARARI SAYILMASI

Konuyu Oyla:
  • Toplam: 0 Oy - Ortalama: 0
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5


Bu konuyu Sosyal Medyada Paylaşabilirsiniz: Facebook Twitter
ARABULUCULUK SÖZLEŞMESİ -MAHKEME KARARI SAYILMASI
05.07.2018, 10:02,
#1
ARABULUCULUK SÖZLEŞMESİ -MAHKEME KARARI SAYILMASI
Arabuluculuk Sözleşmeleri

T.C.

SOSYAL GÜVENLİK KURUMU BAŞKANLIĞI

Sigorta Primleri Genel Müdürlüğü

Sayı : 35158785-309/06-202.99-E.5882267

Tarih: 21/11/2017

Konu : Arabuluculuk sözleşmeleri

GENEL YAZI

6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun;

“Tanımlar” başlıklı 2’nci maddesinin (b) bendinde, “arabuluculuk” sistematik teknikler uygulayarak, görüşmek ve müzakerelerde bulunmak amacıyla tarafları bir araya getiren, onların birbirlerini anlamalarını ve bu suretle çözümlerini kendilerinin üretmesini sağlamak için aralarında iletişim sürecinin kurulmasını gerçekleştiren, uzmanlık eğitimi almış olan tarafsız ve bağımsız bir üçüncü kişinin katılımıyla ve ihtiyarî olarak yürütülen uyuşmazlık çözüm yöntemi olarak tanımlanmıştır.

“Tarafların Anlaşması” başlıklı 18’inci maddesinin birinci ve ikinci fıkrasında, arabuluculuk faaliyeti sonunda varılan anlaşmanın kapsamı taraflarca belirlenir; anlaşma belgesi düzenlenmesi hâlinde bu belge taraflar ve arabulucu tarafından imzalanır.

Taraflar arabuluculuk faaliyeti sonunda bir anlaşmaya varırlarsa, bu anlaşma belgesinin icra edilebilirliğine ilişkin şerh verilmesini talep edebilirler. Dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulmuşsa, anlaşmanın icra edilebilirliğine ilişkin şerh verilmesi, asıl uyuşmazlık hakkındaki görev ve yetki kurallarına göre belirlenecek olan mahkemeden talep edilebilir. Davanın görülmesi sırasında arabuluculuğa başvurulması durumunda ise anlaşmanın icra edilebilirliğine ilişkin şerh verilmesi, davanın görüldüğü mahkemeden talep edilebilir. Bu şerhi içeren anlaşma, ilam niteliğinde belge sayılır.

Hükümleri bulunmakta olup, 12/10/2017 tarihli, 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 24 üncü maddesi ile 6325 sayılı Kanunun 18 inci maddesine eklenen dördüncü ve beşinci fıkralarla, taraflar ve avukatları ile arabulucunun birlikte imzaladıkları anlaşma belgesinin icra edilebilirlik şerhi aranmaksızın ilam niteliğinde belge sayılacağı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılması hâlinde üzerinde anlaşılan hususlar hakkında taraflarca dava açılamayacağı hükümleri yer almıştır.

Öte yandan, aynı Kanunun 1’inci maddesinin ikinci fıkrasındaki; “Bu kanun, yabancılık unsuru taşıyanlar da dahil olmak üzere, ancak tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri iş ve işlemlerden doğan özel hukuk uyuşmazlıklarının çözümlenmesinde uygulanır…” hükmü ile arabuluculuk yöntemi ile çözümlenebilecek uyuşmazlıkların kapsamı belirtilmiştir.

Bu tanımdan da anlaşılacağı üzere, iş hukukuna ilişkin işçi ve işverenin, aralarındaki özel hukuk uyuşmazlıklarına ilişkin arabulucuya başvurmaları mümkün bulunmaktadır.

Diğer taraftan, 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun “Dava şartı olarak arabuluculuk ” başlıklı 3 üncü maddesinde, “Kanuna, bireysel veya toplu iş sözleşmesine dayanan işçi veya işveren alacağı ve tazminatı ile işe iade talebiyle açılan davalarda, arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.” hükmü yer almaktadır.

Bu itibarla, 6325 Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununa istinaden işveren-işçi ilişkisinden kaynaklanan, bireysel veya toplu iş sözleşmesine dayanan işçi veya işveren alacağı ve tazminatı ile işe iade talebine ilişkin bir uyuşmazlığın arabuluculuk süreci sonucunda anlaşma ile sona ermesi durumunda, taraflar ve avukatları ile arabulucunun birlikte imzaladıkları anlaşma belgesinin icra edilebilirlik şerhi aranmaksızın ilam niteliğinde belge sayılması gerektiğinden, imzalanan arabuluculuk anlaşma tutanağının mahkeme kararı niteliğinde sayılarak Kurum iş ve işlemlerinde mahkeme ilamı vasfında kabul edilerek işlem yapılması gerekmektedir.

Bilgi edinilmesini ve gereğini rica ederim.
05.07.2018, 10:05,
#2
RE: ARABULUCULUK SÖZLEŞMESİ -MAHKEME KARARI SAYILMASI
ARABULUCUK ANLAŞMA TUTANAKLARININ SOSYAL GÜVENLİK MEVZUATI YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRİLMESİ

6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununa göre;

Arabuluculuk, sistematik teknikler uygulayarak, görüşmek ve müzakerelerde bulunmak amacıyla tarafları bir araya getiren, onların birbirlerini anlamalarını ve bu suretle çözümlerini kendilerinin üretmesini sağlamak için aralarında iletişim sürecinin kurulmasını gerçekleştiren, uzmanlık eğitimi almış olan tarafsız ve bağımsız bir üçüncü kişinin katılımıyla ve ihtiyarî olarak yürütülen uyuşmazlık çözüm yöntemi olarak tanımlanmıştır.

Arabuluculuk faaliyeti sonunda varılan anlaşmanın kapsamı taraflarca belirlenir ve tarafların anlaşması halinde ise anlaşma tutanağı arabulucu tarafından imzalanır.

12/10/2017 tarihli, 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun ile taraflar ve avukatları ile arabulucunun birlikte imzaladıkları anlaşma belgesinin icra edilebilirlik şerhi aranmaksızın ilam niteliğinde belge sayılacağı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılması hâlinde üzerinde anlaşılan hususlar hakkında taraflarca dava açılamayacağı hükmü getirilmiştir.

Yine aynı kanuna göre iş hukukuna ilişkin işçi ve işverenin, aralarındaki özel hukuk uyuşmazlıklarına ilişkin arabulucuya başvurmaları mümkün bulunmaktadır.

Aynı Kanuna göre, Kanuna, bireysel veya toplu iş sözleşmesine dayanan işçi veya işveren alacağı ve tazminatı ile işe iade talebiyle açılan davalarda, arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. ” hükmü getirilmiştir.

Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinin 102. Maddesinin 6. fıkrasının (a) bendinin (3) numaralı alt bendinde, “İşveren ile işyeri sigortalıları arasında akdedilen ve uygulanan iş sözleşmesinin mahkemelerce anılan Kanuna aykırı bulunması ve toplu iş sözleşmesi hükümlerinin uygulanmasına karar verilmesi nedeniyle geriye yönelik ödenmesi gereken ücret farklarına ilişkin düzenlenmesi gereken ek aylık prim ve hizmet belgelerinin, mahkeme kararının işverene tebliğ edildiği tarihi,”

Aynı Yönetmeliğinin 102. Maddesinin 6. fıkrasının (d) bendinde “4857 sayılı İş Kanunu’nun 21 inci maddesine istinaden iş mahkemelerince veya özel hakem tarafından verilen kararlar uyarınca göreve iadesine karar verilen sigortalı personel için verilmesi gereken asıl veya ek nitelikteki aylık prim ve hizmet belgelerinin,

1) 21/8/2013 tarihine kadar kesinleşen mahkeme veya özel hakem kararının sigortalıya tebliğinden sonra on iş günü içinde sigortalı, işverene işe başlamak üzere başvurduğu takdirde, onuncu iş gününün içinde bulunduğu ayı,

2) 21/8/2013 tarihinden itibaren sigortalı personelin kesinleşen mahkeme veya özel hakem kararının tebliğinden itibaren on işgünü içinde işe başlamak için işverene başvuruda bulunması ve işverenin usulüne uygun daveti üzerine işe başlaması halinde, davete ilişkin tebligatın alındığı tarihin veya işverenin işçiyi işe başlatmaması halinde, sigortalı personelin işe başlamak için işverene yaptığı başvurusuna ilişkin tebligatın alındığı tarihin içinde bulunduğu ayı,”

Yine aynı Yönetmeliğin 102. Maddesinin 6. Fıkrasının (f) bendinde “Kamu kurumlarında çalışan sigortalılar için;

1) 21/8/2013 tarihine kadar idare mahkemesi kararları veya idarece verilen kararlar gereğince geriye yönelik ücret ödenmesi halinde, bu ücretlere ilişkin düzenlenmesi gereken ek nitelikteki aylık prim ve hizmet belgelerinin mahkeme kararının idareye tebliğ edildiği tarihi takip eden günü veya idarenin karar tarihini,

2) 21/8/2013 tarihinden itibaren mahkeme kararları veya idarece verilen kararlar gereğince geriye yönelik ücret ve ücret niteliğinde ödeme yapılması halinde, bu ücretlere ilişkin düzenlenmesi gereken ek nitelikteki aylık prim ve hizmet belgelerinin mahkeme kararının idareye tebliğ edildiği tarihi takip eden günü veya idarenin karar tarihini,”

… takip eden ay/dönemin, işyerinin özel nitelikte olması halinde 23’üne, resmî nitelikte olması halinde 7’sine kadar, Kuruma, e-sigorta kanalıyla gönderilmesi veya kağıt ortamında verilmesi halinde yasal süresi içinde verilmiş kabul edilmektedir.

Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinin 108. maddesinin 5. fıkrasının (a) bendinin (3) numaralı alt bendinde, “İşveren ile işyeri sigortalıları arasında akdedilen ve uygulanan iş sözleşmesinin mahkemelerce anılan Kanuna aykırı bulunarak toplu iş sözleşmesi hükümlerinin uygulanması nedeniyle geriye yönelik ödenmesine karar verilen ücret farklarına ilişkin sigorta priminin mahkeme kararının işverene tebliğ edildiği tarihi,”

Aynı Yönetmeliğinin 108. maddesinin 5. fıkrasının (d) bendinde “4857 sayılı İş Kanunu’nun 21 inci maddesine istinaden iş mahkemelerince veya özel hakem tarafından verilen kararlar uyarınca göreve iadesine karar verilen sigortalı personel için verilmesi gereken aylık prim ve hizmet belgelerinden dolayı tahakkuk edecek sigorta primlerinin,

1) 21/8/2013 tarihine kadar kesinleşen mahkeme veya özel hakem kararının sigortalıya tebliğinden sonra on iş günü içinde sigortalı, işverene işe başlamak üzere başvurduğu takdirde, onuncu iş gününün içinde bulunduğu ayı,

2) 21/8/2013 tarihinden itibaren sigortalı personelin kesinleşen mahkeme veya özel hakem kararının tebliğinden itibaren on işgünü içinde işe başlamak için işverene başvuruda bulunması ve işverenin usulüne uygun daveti üzerine işe başlaması halinde, davete ilişkin tebligatın alındığı tarihin veya işverenin işçiyi işe başlatmaması halinde, sigortalı personelin işe başlamak için işverene yaptığı başvurusuna ilişkin tebligatın alındığı tarihin içinde bulunduğu ayı,”

Yine aynı Yönetmeliğin 102. maddesinin 5. Fıkrasının (f) bendinde” Kamu kurumlarında çalışan sigortalılar için,

1) 21/8/2013 tarihine kadar idare mahkemesi kararları veya idarece verilen kararlar gereğince geriye yönelik ücret ödenmesi halinde ödemeye ilişkin sigorta primleri mahkeme kararının idareye tebliğ edildiği tarihi takip eden günü veya idarenin karar tarihini,”

2) 21/8/2013 tarihinden itibaren mahkeme kararları veya idarece verilen kararlar gereğince geriye yönelik ücret ve ücret niteliğinde ödeme yapılması halinde ödemeye ilişkin sigorta primleri mahkeme kararının idareye tebliğ edildiği tarihi takip eden günü veya idarenin karar tarihini,”

… izleyen ay/dönemin sonuna kadar Kuruma ödenmesi halinde yasal süresi içinde ödenmiş kabul edilmektedir.

Yukarıda belirtilen Yönetmelik hükümlerine göre mahkeme kararı gereği, geriye doğru SGK alacağı doğması halinde, mahkeme kararların ilgililere tebliğ tarihleri esas alınarak, tebliğ tarihini takip eden ay/dönemin, işyerinin özel nitelikte olması halinde 23’üne, resmî nitelikte olması halinde 7’sine kadar, Kuruma, e-sigorta kanalıyla gönderilmesi veya kağıt ortamında verilmesi halinde yasal süresi içinde verilmiş kabul edilmekte, primlerinin de ay/dönemin sonuna kadar Kuruma ödenmesi halinde yasal süresi içinde ödenmiş sayılmaktadır.

Bu itibarla Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından yayımlanan 21.11.2017 tarih 5882267 sayılı SGK Genel Yazısı ile, yukarıdaki sayılan durumların, 6325 Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununa istinaden işveren-işçi ilişkisinden kaynaklanan, bireysel veya toplu iş sözleşmesine dayanan işçi veya işveren alacağı ve tazminatı ile işe iade talebine ilişkin bir uyuşmazlığın arabuluculuk süreci sonucunda anlaşma ile sona ermesi durumunda, taraflar ve avukatları ile arabulucunun birlikte imzaladıkları anlaşma belgesinin icra edilebilirlik şerhi aranmaksızın mahkeme kararı niteliğinde sayılıp Kurum iş ve işlemlerinde mahkeme ilamı vasfında kabul edilerek Arabulucuk anlaşma tutanağına göre, SGK alacağı çıkması halinde, alacağa konu Aylık Prim Hizmet Belgesi veya Muhtasar ve Prim Hizmet Beyannamesinin anlaşma tutanağını takip eden ayın 23 üne kadar verilmesi halinde idari para cezası, 30 una kadar ödenmesi halinde de gecikme cezası ve gecikme zammı uygulanmayacaktır.

İşverenlerimizin ve meslek mensuplarımızın, SGK’nın genel yazısı kapsamındaki konularla ilgili 6325 Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununa göre Arabulucuya başvurması halinde yukarıda açıklanan usullere göre hareket ederek, idari para cezası ile gecikme cezası ve gecikme zammından kurtulmaları mümkündür.
05.07.2018, 10:53, (Bu konu en son: 05.07.2018, 10:54 Tarihinde, Saat: {2} düzenlenmiştir. Düzenleyen: Ahmet Barlak.)
#3
RE: ARABULUCULUK SÖZLEŞMESİ -MAHKEME KARARI SAYILMASI
İKALE SÖZLEŞMESİNİN SGK YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRİLMESİ

Bilindiği üzere, 4857 sayılı İş Kanununda, 818 sayılı Borçlar Kanununda ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununda “ikale sözleşmesi” diye bir sözleşmeye yer verilmemiştir. Ancak borçlar hukukunun sözleşme serbestisi ilkesinden hareketle taraflar kendi aralarında kararlaştıracakları koşullarda sözleşme yapabileceklerdir.

“İkale” kavramı bir şeyi gidermek, ortadan kaldırmak anlamına gelmektedir. İkale sözleşmesi, bozma ya da fesih sözleşmesi olarak değerlendirilmektedir. Hukukta ikale sözleşmesi “Taraflar arasındaki mevcut bir borç ilişkisinin, kısmen veya tamamen ortadan kaldırılması amacıyla yapılan sözleşme” şeklinde tanımlanmaktadır. Taraflar ikale (bozma) sözleşmesi ile yapılmış sözleşmeyi ortadan kaldırabilecektir. Sözleşme koşulları da taraflarca belirlenecektir.

Sözleşme, ikale (bozma sözleşmesi) ile sona ermişse işçi 4857 sayılı İş Kanunu ile getirilen iş güvencesi hükümlerine dayanarak feshin geçersizliğini iddia edemeyecektir. Bunun için de ikale sözleşmesi tarafların serbest iradelerine dayanmalıdır.

İkale sözleşmesi talebi işverenden gelmişse kanuni tazminatlarına ilaveten işçiye ek bir menfaatin sağlanması mümkün bulunmaktadır.

Yargıtay kararlarında, işçi-işveren ilişkilerinde sözleşmenin sona erdirilmesi ile ilgili olarak “ikale sözleşmesi” ifadesinin kullanıldığı ve bu konuda tespitler yapıldığı, ikale sözleşmesi ile yapılan ödemenin “ikale bedeli” olarak nitelendirildiği, iş akdini sonlandıran işlemin tek taraflı fesih ya da bozma sözleşmesi olup olmadığı hususları değerlendirilmek suretiyle kararlar verildiği görülmektedir.

İKALE SÖZLEŞMESİNİN SİGORTA PRİMİ YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRİLMESİ

5510 sayılı Kanunun 80 inci maddesine göre prime esas kazançların hesabında;
1) Hak edilen ücretlerin,
2) Prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkaktan o ay içinde yapılan ödemelerin ve işverenler tarafından sigortalılar için özel sağlık sigortalarına ve bireysel emeklilik sistemine ödenen tutarların,
3) İdare veya yargı mercilerince verilen karar gereğince yukarıdaki (1) ve (2) numaralı alt bentlerde belirtilen kazançlar niteliğinde olmak üzere sigortalılara o ay içinde yapılan ödemelerin,

brüt toplamı esas alınmaktadır.


Prime Esas kazançların hesabında dikkate alınmayacak ödemeler ise,


Ayni yardımlar ve ölüm, doğum ve evlenme yardımları, görev yollukları, seyyar görev tazminatı, kıdem tazminatı, iş sonu tazminatı veya kıdem tazminatı mahiyetindeki toplu ödeme, keşif ücreti, ihbar ve kasa tazminatları ile Kurumca tutarları yıllar itibarıyla belirlenecek yemek, çocuk ve aile zamları, işverenler tarafından sigortalılar için özel sağlık sigortalarına ve bireysel emeklilik sistemine ödenen ve aylık toplamı asgari ücretin % 30'unu geçmeyen özel sağlık sigortası primi ve bireysel emeklilik katkı payları tutarları,

olarak belirlenmiştir.

Bu istisnalar dışında her ne adla yapılırsa yapılsın tüm ödemeler ile ayni yardım yerine geçmek üzere yapılan nakdi ödemelerin prime esas kazanca tabi tutulacağı, diğer kanunlardaki prime tabi tutulmaması gerektiğine dair muafiyet ve istisnaların 5510 sayılı Kanunun uygulanmasında dikkate alınmayacağı düzenlenmiştir.

Yine 4857 sayılı İş Kanununun “Bazı kamu kurum ve kuruluşlarında çalışanların kıdem tazminatı” başlıklı 112 nci maddesinde, Deniz İş Kanunu, Basın İş Kanunu ve Emekli Sandığı Kanunu hükümleri uygulanmayan personeli ile kamu kuruluşlarında sözleşmeli olarak istihdam edilenlere mevzuat veya sözleşmelerine göre kıdem tazminatı niteliğinde yapılan ödemeler kıdem tazminatı sayılır.” hükmüne göre “kıdem tazminatı niteliğinde yapılan ödemeler” kapsamının açıklığa kavuşturulduğu görülmekte olup, bu kapsamda kıdem tazminatı niteliğinde yapılacak ödemelerin prime esas kazanca tabi tutulmayacağı açıktır.

Diğer taraftan 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 25 inci maddesine göre de, kıdem tazminatından gelir vergisi kesilmemektedir.

Her ne kadar ikale sözleşmesi ile işçiye bir tazminat ödenmesi kararlaştırılmış olsa da, bu ödeme sözleşme gereği yapılan bir ödemedir. İşçi ve işverenin fesih konusunda anlaşmaları, bir tarafın feshi niteliğinde olmadığından bozma sözleşmesi yoluyla iş sözleşmesi sona eren işçi, sözleşme ile kararlaştırılan meblağ dışında iş kanunundan kaynaklanan, kural olarak feshe bağlı olan kıdem ihbar tazminatlarını da talep edemeyecektir. Ancak tarafların bozma sözleşmesinde ihbar ve kıdem tazminatı ile iş güvencesi tazminatı hatta boşta geçen süreye ait ücret ve diğer haklardan bazılarını ya da tamamını kararlaştırmaları mümkündür.

5510 sayılı Kanunun 80 inci maddesinde prime tabi olmayan kazançlar sayma yolu ile düzenlenmiş, belirtilen istisnalar dışında her ne adla yapılırsa yapılsın tüm ödemelerin ve ayni yardım yerine geçmek üzere yapılan nakdi ödemelerin prime esas kazanca tabi olacağı kabul edilmiştir.












SONUÇ

Yapılan değerlendirmeler sonucunda, iş akdinin ikale (bozma) ile sona ermesi durumunda; Bozma Sözleşmesi ile kararlaştırılan ikale bedelinin hangi kalem alacakları /tazminatları kapsadığının belirtilmesi ve bu alacakların/tazminatların 5510 sayılı Kanunun yukarıda sayılan istisna tutulan ödemeler arasında yer alması halinde sigorta primine esas kazanca dâhil edilmemektedir. Bu istisnalar dışında her ne adla yapılırsa yapılsın tüm ödemeler prime esas kazanca dâhil edilmektedir. İkale sözleşmesi ile kararlaştırılan ikale bedelinin hangi kalem alacakları /tazminatları kapsadığına yer verilmemesi halinde yani ayrım yapılmaması halinde bu defa ikale bedeli adı altında yapılan tüm ödemeler sigorta primine tabi tutulmaktadır.

Bu nedenle kıdem veya ihbar tazminatı veya Sosyal Sigortalar ve Genel sağlık Sigortası kanunda sigorta priminden muaf diğer tazminatları ödememek için, hizmet akdinin fesh edilerek işçi ile ikale sözleşmesi yapılması halinde, ikale bedelinin sigorta primine tabi tutulmaması için ikale sözleşmesinde; ikale bedelinin kıdem tazminatı, ihbar tazminatı gibi hangi kalemlerden oluştuğuna tek tek yer verilmesi gerekmektedir. İkale sözleşmesinde yer verilen kalemler arasında prime tabi kazançlar olması halinde ise cezai duruma düşmemek için prime tabi ödemelerin Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirilmesi gerekmektedir.


Saygılarımızla…


turmob.org.tr

29.06.2017
05.07.2018, 11:27,
#4
RE: ARABULUCULUK SÖZLEŞMESİ -MAHKEME KARARI SAYILMASI
ÜCRET SAYILAN ÖDEMELER
Ücretin Tarifi

Madde 61

(2361 sayılı Kanunun 43'üncü maddesiyle değişen madde) Ücret, işverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerdir.

Ücretin ödenek, tazminat, kasa tazminatı (Mali sorumluluk tazminatı), tahsisat, zam, avans, aidat, huzur hakkı, prim, ikramiye, gider karşılığı veya başka adlar altında ödenmiş olması veya bir ortaklık münasebeti niteliğinde olmamak şartı ile kazancın belli bir yüzdesi şeklinde tayin edilmiş bulunması onun mahiyetini değiştirmez.

Bu kanunun uygulanmasında, aşağıda yazılı ödemeler de ücret sayılır:

1. 23'üncü maddenin 11 numaralı bendine göre istisna dışında kalan emeklilik, malüliyet, dul ve yetim aylıkları;

2. Evvelce yapılmış veya gelecekte yapılacak hizmetler karşılığında verilen para ve ayınlarla sağlanan diğer menfaatler;

3. Türkiye Büyük Millet Meclisi, il genel meclisi ve belediye meclisi üyeleri ile özel kanunlarına veya idari kararlara göre kurulan daimi veya geçici bütün komisyonların üyelerine ve yukarıda sayılanlara benzeyen diğer kimselere bu sıfatları dolayısıyla ödenen veya sağlanan para, ayın ve menfaatler;

4. Yönetim ve denetim kurulları başkanı ve üyeleriyle tasfiye memurlarına bu sıfatları dolayısıyla ödenen veya sağlanan para, ayın ve menfaatler;

5. (3239 sayılı Kanunun 53'üncü maddesiyle değişen bent) Bilirkişilere, resmî arabuluculara, eksperlere, spor hakemlerine ve her türlü yarışma jürisi üyelerine ödenen veya sağlanan para, ayın ve menfaatler;

6. Sporculara transfer ücreti veya sair adlarla yapılan ödemeler ve sağlanan menfaatler.

(7103 Sayılı Kanunun 7 nci maddesiyle eklenen bent; Yürürlük: 27.03.2018)7. Hizmet sözleşmesi sona erdikten sonra; karşılıklı sonlandırma sözleşmesi veya ikale sözleşmesi kapsamında ödenen tazminatlar, iş kaybı tazminatları, iş sonu tazminatları, iş güvencesi tazminatları gibi çeşitli adlar altında yapılan ödemeler ve yardımlar.
02.09.2020, 16:16,
#5
RE: ARABULUCULUK SÖZLEŞMESİ -MAHKEME KARARI SAYILMASI
ÇALIŞANLARA ÖDENEN TAZMİNATLARDA VE İKALE BEDELLERİNDE GELİR VERGİSİ İSTİSNASI
Gelir Vergisi Kanunu 25.maddesi uyarınca aşağıda yazılı tazminat ödemeleri vergiden istisnadır.


- Ölüm, engellilik ve hastalık sebebiyle verilen tazminat

- 4857 sayılı İş Kanunu’na göre ödenen işe başlatmama tazminatı

- 1475 sayılı İş Kanunu’na göre ödenmesi gereken kıdem tazminatları

- 854 sayılı Deniz İş Kanununa göre ödenmesi gereken kıdem tazminatları

- 5953 sayılı Basın Kanuna göre ödenen kıdem tazminatlarının hizmet erbabının 24 aylığını aşmayan miktarları

Gelir Vergisi Kanununun 61'inci maddesinde, "Ücret, işverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerdir.

Ücretin ödenek, tazminat, kasa tazminatı (Mali sorumluluk tazminatı), tahsisat, zam, avans, aidat, huzur hakkı, prim, ikramiye, gider karşılığı veya başka adlar altında ödenmiş olması veya bir ortaklık münasebeti niteliğinde olmamak şartı ile kazancın belli bir yüzdesi şeklinde tayin edilmiş bulunması onun mahiyetini değiştirmez.’’ denilmektedir.

Bu çerçevede ücret kapsamında değerlendirilen;

a) 1475 ve 854 sayılı Kanunlar uyarınca ödenmesi gereken kıdem tazminatları,

b) 5953 sayılı Kanun uyarınca yapılan ve çalışanın son brüt ücreti üzerinden hesaplanan ve ödenen 24 aylık tutarı aşmayan kıdem tazminatları gelir vergisinden istisna edilecektir.

7103 sayılı Kanunla 193 sayılı Kanunun 25 inci maddesinin birinci fıkrasının yeniden düzenlenen (7) numaralı bendinin (a) alt bendi ile 1475, 854 ve 5953 sayılı Kanunlara göre ödenen kıdem tazminatlarına uygulanacak istisnaya ilişkin düzenleme aynen korunmuştur.

1475 ve 854 sayılı Kanunlar uyarınca, hizmet erbabının çalıştığı süre ve kıdem tazminatına esas ücreti dikkate alınarak hesaplanan ve ödenen kıdem tazminatları istisna kapsamına girmekte olup hesaplanan bu tutarları aşan ilave ödemeler ise ücret kapsamında değerlendirilmek suretiyle vergilendirilecektir. Dolayısıyla, hizmet erbabının kıdem tazminatına esas ücretine göre hesaplanan ve en yüksek Devlet memuruna bir hizmet yılı için ödenen azami emekli ikramiyesi tutarını aşan ödemelerde ise en yüksek Devlet memuruna ödenen azami emekli ikramiyesi kadarlık kısmı istisnaya konu edilecek, aşan kısmı ise ücret olarak vergilendirilecektir.

Kıdem tazminatının yıllık miktarı 14/7/1965 tarihli ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa tabi en yüksek Devlet memuruna 8/6/1949 tarihli ve 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu hükümlerine göre bir hizmet yılı için ödenecek azami emekli ikramiyesini geçemez. Bu tutar, 1/7/2020 tarihi itibariyle 7.117,17 TL’dir.

Çalışma hayatında hizmet erbabına işten ayrılma, emekli olma, dava açılmaması vb. nedenlerle karşılıklı sonlandırma sözleşmesi veya ikale sözleşmesi kapsamında ödenen tazminatlar, iş kaybı tazminatları, iş sonu tazminatları, iş güvencesi tazminatları gibi ödemeler yapılabilmektedir. 193 sayılı Kanunun 25 inci maddesinin birinci fıkrasının (7) numaralı bendinin (b) alt bendinde yapılan düzenleme ile bu ödemelerin de çalışanın tabi olduğu mevzuata göre kıdem tazminatına ilişkin istisna tutarının hesabında dikkate alınması gerektiği hususuna açıklık getirilmiştir. Buna göre, anılan Kanunlar uyarınca ödenecek kıdem tazminatlarından gelir vergisinden istisna edilecek tutar hesap edilirken, yukarıda sayılan ödemeler de dahil edilerek ödemelerin toplamı üzerinden istisna uygulanacak, tavanı aşan tutarlar ise ücret olarak gelir vergisine tabi tutulacaktır.

7103 sayılı Kanunla 193 sayılı Kanunun 25 inci maddesinin 7. Fıkrasına b bendi eklenmiş;

karşılıklı sonlandırma sözleşmesi veya ikale sözleşmesi kapsamında ödenen,

- Karşılıklı sonlandırma sözleşmesi veya ikale sözleşmesi kapsamında ödenen tazminatlar

- İş kaybı tazminatları,

- İş sonu tazminatları,

- İş güvencesi tazminatları gibi çeşitli adlar altında yapılan ödemeler ve yardımlar da hizmet erbabının tabi olduğu mevzuata göre GVK 25.maddesinin 7 (a) alt bendinde belirtilen istisna tutarının hesabında dikkate alınmak şartıyla, gelir vergisinden istisna edilmiştir.



Örnek 1-

İşyerinde 10 yıl süreyle çalıştıktan sonra 12/08/2020 tarihinde işten ayrılan Bay (H)’ye, işvereni tarafından 1475 sayılı Kanun uyarınca, kıdem tazminatına esas brüt ücreti olan 5.000 TL üzerinden 50.000 TL kıdem tazminatı ile karşılıklı sonlandırma sözleşmesine (ikale) istinaden 30.000 TL ikale tazminatı olmak üzere toplam 80.000 TL ödeme yapılmıştır.

12/08/2020 tarihi itibariyle 657 sayılı Kanuna tabi en yüksek Devlet memuruna bir hizmet yılı için ödenecek azami emekli ikramiyesi tutarı 7.117,17 TL dir.

Bay (H)’ye yapılan 80.000 TL lik ödemenin gelir vergisinden istisna edilecek tutarı aşağıdaki gibi olacaktır.

Kıdem tazminatı tutarı 50.000,00 TL

İkale tazminatı 30.000,00 TL

Ödenen toplam tutar 80.000,00 TL

Vergiden istisna edilecek tutar (7.117,17x10=) 71.171,70 TL

Vergiye tabi tutar (80.000- 71.171,70 =) 8.828,30 TL



Örnek 2-

İşyerinde 10 yıl süreyle çalıştıktan sonra 12/08/2020 tarihinde işten ayrılan Bay (H)’ye, işvereni tarafından 1475 sayılı Kanun uyarınca, kıdem tazminatına esas brüt ücreti olan 3.000 TL üzerinden 30.000 TL kıdem tazminatı ile karşılıklı sonlandırma sözleşmesine (ikale) istinaden 15.000 TL ikale tazminatı olmak üzere toplam 45.000 TL ödeme yapılmıştır.

12/08/2020 tarihi itibariyle 657 sayılı Kanuna tabi en yüksek Devlet memuruna bir hizmet yılı için ödenecek azami emekli ikramiyesi tutarı 7.117,17 TL dir.

Bay (H)’ye yapılan 45.000 TL lik ödemenin gelir vergisinden istisna edilecek tutarı aşağıdaki gibi olacaktır.

Kıdem tazminatı tutarı 30.000,00 TL

İkale tazminatı 15.000,00 TL

Ödenen toplam tutar 45.000,00 TL

Vergiden istisna edilecek tutar (7.117,17x10=) 71.171,70 TL

Toplam ödenen tutar (45.000.-TL), vergiden istisna edilebilecek tutarın (71.171,70 TL) altında kaldığından 15.000 TL ikale tazminatının tamamı istisna kapsamında olacaktır.

SMMM Lütfi GÜLBENK
04.01.2023, 23:06,
#6
RE: ARABULUCULUK SÖZLEŞMESİ -MAHKEME KARARI SAYILMASI
Fatih Tanrıöver
Serbest Muhasebeci Mali Müşavir
Bilim Uzmanı
Kayseri SMMM Odası Eski Dönem Başkanı
f_tanriover@hotmail.com



Hizmet Sözleşmesi Sona Erdikten Sonra Kıdem Tazminatı ve Buna Benzer Adlar Altında Yapılan Ödemelerin Vergisel Boyutu
Bilindiği gibi işçi-işveren arasındaki ilişkileri düzenlemek amacıyla üç kanun çıkarılmıştır. Bunlardan, 4857 Sayılı İş Kanunu, genel nitelikli bir kanun olup, işverenler ile bir iş sözleşmesine dayanılarak çalıştırılan işçilerin çalışma şartları ve çalışma ortamına ilişkin hak ve sorumluluklarını düzenlemek amacıyla çıkarılmıştır. Denizlerde, göllerde ve akarsularda Türk Bayrağını taşıyan gemilerde bir hizmet akdi ile çalışan gemi adamları ve bunların işverenleri hakkında uygulanmak amacıyla da 854 Sayılı Deniz İş Kanunu çıkarılmış olup bu kanun sadece söz konusu gemi adamları ve bunların işverenleri için hüküm ifade etmektedir. 5953 Sayılı Basın Mesleğinde Çalışanlarla Çalıştıranlar Arasındaki Münasebetlerin Tanzimi Hakkında Kanun ise Türkiye'de yayınlanan gazete, internet haber sitelerinde, haber ve fotoğraf ajanslarında her türlü fikir ve sanat işlerinde çalışan ve İş Kanunundaki "işçi" tarifi kapsamı haricinde kalan kimselerle bunların işverenleri hakkında uygulanmaktadır.

4857 Sayılı İş Kanunu’nda yapılan tanımda, bir iş sözleşmesine dayanılarak çalışan gerçek kişiye işçi, işçi çalıştıran gerçek veya tüzel kişiye yahut tüzel kişiliği olmayan kurum ve kuruluşlara işveren denilmektedir. Yapılan tanıma göre, işçi ile işveren arasında bir iş sözleşmesi bulunması öngörülmüştür. Dolayısıyla işçi ile işveren arasında yazılı olmasa da her zaman için bir iş sözleşmesinin varlığı kabul edilmektedir.

Diğer yandan, 193 ayılı Gelir Vergisi Kanunu’nda ise işçinin tanımı yapılmamış, işçi yerine “hizmet erbabı” terimi kullanılmış ve hizmet erbabını işe alan, emir ve talimatları dahilinde çalıştıran gerçek ve tüzel kişilere “işveren” denilmiştir. İşverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı olarak verilen para ve ayınlar ile menfaatlerin toplamına da “ücret” denilmiştir.

İşçi-işveren arasındaki ilişkileri düzenlemek amacıyla çıkarılan kanunlarda, hizmet sözleşmesi sona erdikten sonra işveren tarafından bazı ödemelerin yapılması zorunluluk haline getirilmiştir. Bazı durumlarda ise iş sözleşmesi sona erdikten sonra, işçi ile işveren arasındaki özel sözleşmelere veya işverenin tek taraflı iradesine bağlı olarak çeşitli adlar altında ödemeler yapılmaktadır. Nitekim kıdem tazminatı ve ihbar tazminatı kanuni bir zorunluluktan doğarken karşılıklı sonlandırma sözleşmesi veya ikale sözleşmesi kapsamında ödenen tazminatlar, iş kaybı tazminatları, iş sonu tazminatları, iş güvencesi tazminatları ise tamamen işçi ile işveren arasındaki özel sözleşmelere dayanmaktadır.

Buna göre, iş sözleşmesi sona erdikten sonra yapılan ödemeler aşağıda kısaca tanımlanmış ve ardından konu vergisel yönden ayrıca açıklanmıştır.

Kıdem Tazminatı: Bir işçinin işverene bağlılığı, sadakati ve emeği karşılığı geçen sürelerin toplamına denk gelen tazminat hakkıdır. Kıdem tazminatı Mülga 1475 Sayılı İş Kanununun 14. Maddesinde gösterilen kıdem esasına bağlı olarak ödenen özel bir tazminat türüdür. Tek işverene bağlı olarak bir yıldan fazla çalışma süresi olan bir işçinin iş sözleşmesi Kanununda yer alan koşullarda sona erdirilirse işveren tarafından kıdem tazminatı ödenmesi zorunludur. Kıdem tazminatı Mülga 1475 Sayılı İş Kanununun 14. Maddesinde, 854 Sayılı Deniz İş Kanununun 14 ve 5953 Sayılı Basın Mesleğinde Çalışanlarla Çalıştıranlar Arasındaki Münasebetlerin Tanzimi Hakkında Kanunda ise 6. Ve 7. Maddelerde düzenlenmiştir. Buna göre,

- İşçi tarafından 4857 Sayılı Kanunun 24. maddesi uyarınca (işçinin haklı nedenle derhal fesih hakkı),

- İşveren tarafından 4857 Sayılı Kanunun 25. Maddesinde gösterilen (işverenin haklı nedenle derhal fesih hakkı) sebepler dışında,

- Muvazzaf askerlik hizmeti dolayısıyla,

- Bağlı bulundukları kanunla veya Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle kurulu kurum veya sandıklardan yaşlılık, emeklilik veya malullük aylığı yahut toptan ödeme almak amacıyla,

- Öngörülen yaşlar dışında kalan diğer şartları veya aynı Kanunun Geçici 81 inci maddesine göre yaşlılık aylığı bağlanması için öngörülen sigortalılık süresini ve prim ödeme gün sayısını tamamlayarak kendi istekleri ile işten ayrılmaları nedeniyle,

Feshedilmesi, kadının evlendiği tarihten itibaren bir yıl içerisinde kendi arzusu ile iş sözleşmesini sona erdirmesi veya işçinin ölümü sebebiyle son bulması hallerinde işçinin işe başladığı tarihten itibaren hizmet akdinin devamı süresince her geçen her tam yıl için işverence işçiye 30 günlük ücreti tutarında kıdem tazminatı ödenir. Bir yıldan artan süreler için de aynı oran üzerinden ödeme yapılır.

İşçi, iş sözleşmesini haklı nedenle feshetmişse her şekilde kıdem tazminatı almaya hak kazanacaktır. İşverenin iş sözleşmesini feshetmesi halinde, işçinin kıdem tazminatı alabilmesi için bu feshin haksız olması gerekir. İşveren haklı nedenlerle iş sözleşmesini feshetmişse veya işçinin yaptığı fesih haksız bir fesih ise işçi, kıdem tazminatına hak kazanamaz.

İşçi, askerlik ödevini ifa edeceği gerekçesiyle iş akdini feshederse kıdem tazminatına hak kazanır. Erkek işçiler, zorunlu askerlik hizmetini yerine getirmek üzere işten ayrılabilirler. İşveren bu gerekçeyle ayrılan işçisine kıdem tazminatını ve diğer tüm alacaklarını ödemek zorundadır. Kadın işçi ise iş akdini evlenme gerekçesiyle feshettiğinde kıdem tazminatına hak kazanır. İşçinin ölmesi halinde geriye kalan mirasçıları kıdem tazminatı talebinde bulunabilirler. İşçinin iş kazası veya başka surette ölmesinin bir önemi yoktur. İş kazasında ölüm halinde işçinin %100 kusurlu olmasının da bir önemi yoktur. İşçinin ölümü halinde mirasçıları kıdem tazminatına hak kazanır.

Diğer yandan, bir işçinin kıdem tazminatına hak kazanabilmesi için aynı işverenin işyeri veya işyerlerinde en az 1 yıl sürekli çalışması gerekir. İş sözleşmesi ister yazılı isterse sözlü olsun belirsiz süreli iş sözleşmesi olmalıdır. Belirli iş sözleşmesi ile çalışılan işyerinden sözleşme bitiminde kıdem tazminatı talep edilemez. Belirli iş sözleşmeleri işin bitimi ile veya sözleşmede kararlaştırılan şartın gerçekleşmesiyle kendiliğinden sona erer, kendiliğinden sona eren bu iş sözleşmelerinde kıdem tazminatına hak kazanılamaz.

Karşılıklı Sonlandırma Sözleşmesi / İkale Sözleşmesi Kapsamında Ödenen Tazminatlar: Kelime anlamı itibariyle “bozma” olan ikalede taraflar yeni bir sözleşme ile mevcut bir iş sözleşmesinden doğan hak ve borçlarını sona erdirmektedirler. İşte karşılıklı anlaşma suretiyle mevcut bir iş sözleşmesi sona erdirildiğinde, anlaşmaya bağlı olarak tazminat ödenebilmektedir. Söz konusu bu ödemelerin vergi karşısındaki durumu ise ileride açıklanacaktır.

İş Kaybı Tazminatı: Özelleştirme Uygulamalarının Düzenlenmesine ve Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair 24/11/1994 tarih ve 4046 sayılı Kanunun 5398 sayılı Kanunla değişik 21 inci maddesi uyarınca, özelleştirme nedeniyle işini kaybeden işçilere ödenmesi gereken tazminattır. Buna göre özelleştirme kapsamına alınan kuruluşların (iştirakler hariç) özelleştirmeye hazırlanması, özelleştirilmesi, küçültülmesi veya faaliyetlerinin kısmen ya da tamamen durdurulması, süreli ya da süresiz kapatılması veya tasfiye edilmesi nedeniyle; bu kuruluşlarda iş sözleşmesine dayalı olarak ücret karşılığı çalışanlardan iş sözleşmeleri tâbi oldukları iş kanunları ve toplu iş sözleşmeleri gereğince tazminata hak kazanacak şekilde sona ermiş olanlara, kanunlardan ve yürürlükteki toplu iş sözleşmelerinden doğan tazminatları dışında ilave olarak iş kaybı tazminatı ödenir.

İş Güvencesi Tazminatı: İşe başlatmama tazminatı olarak da bilinmektedir. İş sözleşmesi feshedilen işçinin, işe iade davası neticesinde işe başlatılmaması halinde işverenin ödeyeceği tazminatı ifade etmektedir. İş Kanunun 21. maddesi hükmüne göre göre hakkında işe iade kararı verilen işçinin başvurusu üzerine bir aylık süre içinde işçinin işe başlatılmaması halinde işveren tarafından işçiye ödenecek olan tazminattır.

İhbar Tazminatı: İhbar tazminatı, belirsiz süreli iş sözleşmesini feshetmeden önce kanunda belirtilen bildirim sürelerine ilişkin koşulu yerine getirmeyen tarafın, söz konusu süre için ödemek zorunda olduğu tazminattır. İş Kanunu m. 17/4 uyarınca da bildirim süresine uymaksızın belirsiz süreli sözleşmeyi fesheden taraf, bildirim süresine ait ücret tutarında tazminat ödemek zorundadır. İhbar tazminatı adı verilen bu tazminat hem işçi hem de işveren bakımından söz konusu olabilmektedir. Ayrıca işçi veya işverence kanunda belirtilen süreler içerisinde yapılacak olan fesih bildirimi yazılı yapılmalı ve fesih sebebi açık ve kesin bir şekilde gösterilmelidir.

Yukarıda sayılan tazminat niteliğindeki ödemeler, Gelir Vergisi Kanunu’nda yapılan yasal değişiklikler öncesinde ücret olarak kabul edilip vergiye tabi tutulduğundan mükellef, idare ve yargı nezdinde ihtilaf ortaya çıkmaktaydı. Ancak, 7103 Sayılı Kanunun 7 nci maddesiyle 193 Sayılı Kanunun 61. Maddesine eklenen 7 inci bent ile hizmet sözleşmesi sona erdikten sonra; karşılıklı sonlandırma sözleşmesi veya ikale sözleşmesi kapsamında ödenen tazminatlar, iş kaybı tazminatları, iş sonu tazminatları, iş güvencesi tazminatları gibi çeşitli adlar altında yapılan ödemeler ve yardımlar ücret olarak kabul edilmiştir. Bununla birlikte, aynı kanunun 25. Maddesine eklenen 7 inci bent ile;

a- 25/8/1971 tarihli ve 1475 sayılı İş Kanunu ve 20/4/1967 tarihli ve 854 sayılı Deniz İş Kanununa göre ödenmesi gereken kıdem tazminatlarının tamamı ile 13/6/1952 tarihli ve 5953 sayılı Basın Mesleğinde Çalışanlarla Çalıştıranlar Arasındaki Münasebetlerin Tanzimi Hakkında Kanuna göre ödenen kıdem tazminatlarının hizmet erbabının 24 aylığını aşmayan miktarları,

b- Hizmet erbabının tabi olduğu mevzuata göre bu bendin (a) alt bendinde belirtilen istisna tutarının hesabında dikkate alınmak şartıyla, hizmet sözleşmesi sona erdikten sonra; karşılıklı sonlandırma sözleşmesi veya ikale sözleşmesi kapsamında ödenen tazminatlar, iş kaybı tazminatları, iş sonu tazminatları, iş güvencesi tazminatları gibi çeşitli adlar altında yapılan ödemeler ve yardımlar,

Gelir vergisinden istisna edilmiştir.

Kanun maddesinin yürürlük tarihi 27.03.2018 olup bu tarihten itibaren bu kapsamda yapılan ödemeler Gelir vergisinden istisnadır. Ancak 1475 ve 854 Sayılı Kanunlar uyarınca, hizmet erbabının çalıştığı süre ve kıdem tazminatına esas ücreti dikkate alınarak hesaplanan ve ödenen kıdem tazminatları istisna kapsamına girmekte olup hesaplanan bu tutarları aşan ilave ödemeler ise ücret kapsamında değerlendirilmek suretiyle vergilendirilecektir. Dolayısıyla, hizmet erbabının kıdem tazminatına esas ücretine göre hesaplanan ve en yüksek devlet memuruna bir hizmet yılı için ödenen azami emeklilik ikramiyesini aşan ödemelerde ise en yüksek devlet memuruna ödenen azami emeklilik ikramiyesi kadarlık kısmı istisnaya tabi olup aşan kısmın ise ücret olarak vergilendirilmesi gerekmektedir.

Çünkü 1475 Sayılı İş Kanununun 14 üncü Maddesinin 2762 Sayılı Kanunla değişik 13 üncü Fıkrası gereğince; bu Kanuna tabi işçilerin kıdem tazminatlarının yıllık miktarı en yüksek devlet memuruna bir hizmet yılı için ödenecek azami emeklilik ikramiyesini geçememektedir. Bu sınırın aşılması durumunda ise yapılacak ödeme ücret olarak kabul edilip vergiye tabi olacaktır. En yüksek devlet memuruna bir hizmet yılı için ödenen emeklilik ikramiyesi 01.07.2022 tarihi itibariyle 15.371,40 TL olarak belirlenmiştir. Buna göre, bir hizmet yılı için ödenecek azami emeklilik ikramiyesi 15.371,40 TL olup bir hizmet yılı için bu tutara kadar yapılan ödemeler istisna edilmiş iken bunun üzerindeki ödemeler ücret olarak vergilendirilecektir. Hem 1475 sayılı İş Kanunu ve hem de 854 sayılı Deniz İş Kanununa göre ödenmesi gereken kıdem tazminatlarında istisna tutarı aynıdır.

Örnek 1: (ABC) A.Ş.de ücretli olarak çalışan Bay (A)’nın iş sözleşmesi işverenin tek taraflı kararı ile sonlandırılmıştır. İşveren tarafından işçinin 20 yıllık çalışması karşılığında son brüt ücreti üzerinden (20*20.000)= 400.000 TL kıdem tazminatı ödenmiştir. Bu durumda 1475 Sayılı İş Kanununun 14 üncü Maddesine göre en yüksek devlet memuruna bir hizmet yılı için ödenen emeklilik ikramiyesini geçemeyeceğinden (20 * 15.371,40)= 307.428,00 TL gelir vergisinden istisna olup aşan kısım (400.000 - 307.428)= 92.572,00 TL ise ücret olarak vergilendirilecektir.

5953 Sayılı Basın Mesleğinde Çalışanlarla Çalıştıranlar Arasındaki Münasebetlerin Tanzimi Hakkında Kanuna tabi olarak çalışanlarda ise çalışanın son brüt ücreti üzerinden hesaplanan 24 aylık tutarını aşmayan kısmı istisnaya tabi tutulacak, aşan kısmı ise ücret olarak vergiye tabi tutulacaktır.

Örnek 2: (XYZ) A.Ş.’de 5953 sayılı Kanun kapsamında 25 yıl süreyle çalıştıktan sonra, 31/03/2022 tarihinde emekliliğe ayrılan ve en son aya ilişkin ücreti 25.000 TL olan Bayan (N)’ye işvereni tarafından 750.000 TL kıdem tazminatı ve 250.000 TL emeklilik tazminatı (ikramiyesi) ödenmiştir. Bayan (N)’ye yapılan 1.000.000 TL’lik ödemenin gelir vergisinden istisna edilecek tutarı aşağıdaki gibi olacaktır.

Kıdem tazminatı tutarı 750.000 TL

Emeklilik tazminatı (ikramiyesi) 250.000 TL

Ödenen toplam tutar 1.000.000 TL

Vergiden istisna edilecek tutar (25.000 x 24=) 600.000 TL

Vergiye tabi tutar (1.000.000 – 600.000=) 400.000 TL

Bunla birlikte, hizmet erbabına işten ayrılma, emekli olma, dava açılmaması vb. nedenlerle karşılıklı sonlandırma sözleşmesi veya ikale sözleşmesi kapsamında ödenen tazminatlar, iş kaybı tazminatları, iş sonu tazminatları, iş güvencesi tazminatları gibi adlar altında yapılan ödemelerin tamamının 193 sayılı Kanunun 25 inci maddesinin birinci fıkrasının (7) numaralı bendinin (b) alt bendinde yapılan düzenlemeye göre (çalışanın tabi olduğu mevzuata göre) kıdem tazminatına ilişkin istisna tutarının hesabında dikkate alınması gerekmektedir. Yani 193 sayılı Kanunun 25 inci maddesin istisna tutar belirlenirken, hizmet sözleşmesi sona erdikten sonra yapılan ödemelerin tamamının dikkate alınması ve istisnayı aşan kısmın vergilendirilmesi gerekir.

Buna göre, anılan Kanunlar uyarınca ödenecek kıdem tazminatlarından gelir vergisinden istisna edilecek tutar hesap edilirken, yukarıda sayılan ve hizmet sözleşmesi sona erdikten sonra yapılan diğer ödemeler de dahil edilerek ödemelerin toplamı üzerinden istisna uygulanacak, istisnayı aşan tutarlar ise ücret olarak gelir vergisine tabi tutulacaktır. Dolayısıyla, burada açıklanan 193 Sayılı Gelir Vergisi Kanununun 25/7 madde hükmündeki istisna, hizmet sözleşmesi sona erdikten sonra yapılan diğer ödemeleri de kapsamaktadır. Buna göre, istisna uygulamasında, bu kapsamda yapılan tüm ödemelerin bir arada değerlendirilmesi, istisna tutarının hesabında yapılan tüm ödemelerin dikkate alınması ve aşan kısmın ücret olarak vergilendirilmesi gerekmektedir. Buna ilişkin örnek ise aşağıda yer almaktadır.

Örnek 3: (KLM) A.Ş.’de 15 yıl süreyle çalıştıktan sonra 15/10/202 tarihinde işten ayrılan Bay (T)’ye, işvereni tarafından 1475 sayılı Kanun uyarınca, kıdem tazminatına esas ücreti olan 15.000 TL üzerinden 225.000 TL kıdem tazminatı ile karşılıklı sonlandırma sözleşmesine (ikale) istinaden 100.000 TL, iş güvencesi tazminatı olmak üzere toplam 50.000 TL ödeme yapılmıştır. 01/7/2022 tarihi itibariyle 657 sayılı Kanuna tabi en yüksek Devlet memuruna bir hizmet yılı için ödenecek azami emekli ikramiyesi tutarı 15.371,40 TL dir. Bay (T)’ye yapılan ödemelerin gelir vergisinden istisna edilecek tutarı aşağıdaki gibi olacaktır.

Kıdem Tazminatı Tutarı 225.000,00 TL

İkale Sözleşmesi Tazminatı 100.000,00 TL

İş Güvencesi Tazminatı 75.000,00 TL

Ödenen Toplam Tutar 400.000,00 TL

Vergiden İstisna Edilecek Tutar (15.371,40 x 15=) 230.571,00 TL

Vergiye Tabi Tutar (80.000-50.017,60=) 169.429,00 TL

Öte yandan, Gelir Vergisi Kanununda, 4857 sayılı Kanunun 17 nci maddesi kapsamında ödenen ihbar tazminatlarının istisna edileceğine dair bir hüküm yer almamaktadır. Buna göre, ihbar tazminatının, tamamının ücret olarak değerlendirilerek Gelir Vergisi Kanununun 61, 63, 94, 103 ve 104 üncü maddeleri uyarınca vergilendirilmesi gerekmektedir.

Son olarak, mahkeme kararına istinaden işçiye çeşitli adlar altında yapılan ödemeler ile İş akdi feshedilen işçiye arabuluculuk müessesesinden yararlanılması sonucunda ödenen tutarların vergi karşısındaki durumuna ilişkin iki adet özelge aşağıda ayrıca verilmiş ve okuyucunun istifadesine sunulmuştur.

Tarih: 24.12.2018

Sayı: 50426076-120[25-2017/20-661]-105621

Konu: Mahkeme kararına istinaden işçiye yapılan kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla çalışma ve genel tatil ödemelerinden gelir vergisi kesintisi yapılıp yapılmayacağı hakkında,

Mahkeme kararına istinaden tarafınıza yapılan ödemelerde;

- 1475 sayılı Kanuna göre yapılan kıdem tazminatı ödemesinin, Gelir Vergisi Kanununun 25 inci maddesinin birinci fıkrasının (7) numaralı bendi uyarınca gelir vergisinden istisna edilmesi,

- Gelir Vergisi Kanununun 61 inci maddesi gereğince ücret olarak kabul edilen ihbar tazminatı, fazla çalışma ve genel tatil ödemelerinin ise nakden veya hesaben ödemenin yapıldığı dönemin ücreti olarak değerlendirilmesi ve bu ödemelerden gelir vergisi kesintisi yapılması,

gerekmektedir.

Tarih: 17.01.2020

Sayı: 62030549-120[94-2018/1222]-E.62356

Konu: İş akdi feshedilen işçiye arabuluculuk müessesesinden yararlanılması sonucunda ödenen tutarlardan gelir vergisi tevkifatı yapılıp yapılmayacağı.

1- Ücret kapsamında değerlendirilen;

a) 1475 ve 854 sayılı Kanunlar uyarınca ödenmesi gereken kıdem tazminatları,

b) 5953 sayılı Kanun uyarınca yapılan ve çalışanın son brüt ücreti üzerinden hesaplanan ve ödenen 24 aylık tutarı aşmayan kıdem tazminatları gelir vergisinden istisna edilecektir. 1475 ve 854 sayılı Kanunlar uyarınca, hizmet erbabının çalıştığı süre ve kıdem tazminatına esas ücreti dikkate alınarak hesaplanan ve ödenen kıdem tazminatları istisna kapsamına girmekte olup hesaplanan bu tutarları aşan ilave ödemeler ise ücret kapsamında değerlendirilmek suretiyle vergilendirilecektir. Dolayısıyla, hizmet erbabının kıdem tazminatına esas ücretine göre hesaplanan ve en yüksek Devlet memuruna bir hizmet yılı için ödenen azami emekli ikramiyesi tutarını aşan ödemelerde ise en yüksek Devlet memuruna ödenen azami emekli ikramiyesi kadarlık kısmı istisnaya konu edilecek, aşan kısmı ise ücret olarak vergilendirilecektir.

Kıdem tazminatının yıllık miktarı 14/7/1965 tarihli ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa tabi en yüksek Devlet memuruna 8/6/1949 tarihli ve 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu hükümlerine göre bir hizmet yılı için ödenecek azami emekli ikramiyesini geçemez. Buna göre, hizmet erbabına ödenen kıdem tazminatı tutarının, hizmet erbabının çalıştığı süre dikkate alınarak en yüksek Devlet memuruna ödenen azami emekli ikramiyesini aşmayan kısmının gelir vergisinden istisna edilmesi gerekmektedir. İstisnayı aşan kısmın ise ücret olarak vergiye tabi tutulması gerektiği açıktır.

2- 193 sayılı Kanunda herhangi bir istisna hükmü bulanmayan ihbar tazminatı, ihbar sürelerine uyulmadan işverenin iş akdini feshetmesi halinde, 4857 sayılı İş Kanununda belirtilen sürelerle ilgili olarak tazminat adı altında işçiye yapılan bir ödeme olup anılan Yasanın 17 ve devamı maddelerinde belirtildiği şekilde, peşin olarak yapılan bir ücret ödemesidir. Başka bir ifadeyle; işçi ile işveren arasındaki özel hukuk sözleşmesine dayalı olarak yani hizmet akdine göre çalışması gereken ancak yasa hükmü uyarınca hizmet ifa edilmeksizin yapılan bu ödeme, işsizlik sebebiyle ve sosyal güvenlik kapsamında yapılan bir ödeme olmayıp 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 61 inci maddesi uyarınca ücret niteliğinde bir ödeme olduğundan ücret hükümlerine göre vergiye tabi tutulması gerekmektedir.

3- Yukarıda yer alan hüküm ve açıklamalar çerçevesinde hizmet erbabına ödenecek;

- Kıdem tazminatı tutarının, hizmet erbabının çalıştığı süre dikkate alınarak en yüksek Devlet memuruna ödenen azami emekli ikramiyesini aşmayan kısmının gelir vergisinden istisna edilmesi, istisnayı aşan kısmın ise gelir vergisi tevkifatına tabi tutulması,

- İhbar tazminatı ile fazla mesai, yıllık izin ücreti, prim alacağı, ulusal ve genel bayram tatili alacağı ve hafta tatili ücretleri; 193 sayılı Kanunun 61 inci maddesi uyarınca ücret niteliğinde bir ödeme olduğundan gelir vergisi tevkifatına tabi tutulması,

gerekmektedir.

02.01.2023

Kaynak: http://www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)


Konu ile Alakalı Benzer Konular
Konular Yazar Yorumlar Okunma Son Yorum
  KANTİN İŞLETMELERİNDE 2 NL. KDV BEY. İPTAL KARARI Ahmet Barlak 3 30,375 12.04.2017, 12:51
Son Yorum: Ahmet Barlak
  SİGORTAYA YAPILAN BİLDİRİMLERİN TÜRKİYE İŞ KURUMUNA DA YAPILMIŞ SAYILMASI Ahmet Barlak 0 7,098 25.02.2016, 21:17
Son Yorum: Ahmet Barlak
  KİRA SÖZLEŞMESİ İSPAT EDİCİ BELGE Muradiye Karabulut 2 17,872 02.01.2016, 13:17
Son Yorum: Ahmet Barlak
  SGK'DA DEFTER VE BELGELERİN GEÇERSİZ SAYILMASI CEZASI Ahmet Barlak 0 9,117 13.06.2015, 09:21
Son Yorum: Ahmet Barlak
  BELİRLİ SÜRELİ İŞ SÖZLEŞMESİ BİTİMİNDE KIDEM TAZMİNATI Ahmet Barlak 0 8,470 08.05.2015, 16:52
Son Yorum: Ahmet Barlak

Hızlı Menü:


Şu anda bu konuyu okuyanlar: 1 Ziyaretçi